Examples of using "Tragischen" in a sentence and their turkish translations:
Tom trajik bir kazada öldü.
Tüm o olay, trajik bir yanlış anlaşılmadan ibaret.
Aile, genç çocuklarının trajik ölümünün yasını tuttu.
Tom her iki elini de işyerindeki trajik bir kazada kaybetti.
Onsekizinci yüzyılda yaşamış kölelerin trajik kaderinden bahsediyor.
Ülkemizin tarihindeki zor ve trajik bir zamanı yaşıyoruz.
Bay Peter Blake çevre değişikliğini gözlemek için bir görevdeyken 2001 yılında Amazon nehrinde korsanlar tarafından feci şekilde öldürüldü.