Examples of using "Teuren" in a sentence and their turkish translations:
Pahalı bir mücevhere sahip değilim.
O, değerli bir yüzük takıyor.
Pahalı bir bilgisayarım var.
- Tom pahalı bir takım elbise giyiyordu.
- Tom'un üstünde pahalı bir takım elbise vardı.
Sen Mary için pahalı bir şemsiye aldın.
Tom Mary'ye pahalı bir şemsiye aldı.
Onlar çok pahalı bir otelde kaldı.
Tom pahalı bir spor araba aldı.
Tom, pahalı şarap ve ucuz şarap arasındaki farkı söyleyemez.
O onun pahalı bir nişan yüzüğü almasını istemiyor.
Pahalı bir restoranda rahatsız hissettim.
Mary pahalı marka kıyafetler giymek istemiyor.
Öyle pahalı bir mağazadan alışveriş yapmaya param yetmez.
- Bir adam bir kadına pahalı mücevher verirse bunun ne demek olduğunu biliyor musun?
- Bir erkeğin bir kadına pahalı mücevher vermesinin ne anlama geldiğini biliyor musun?
Ben böylesine pahalı bir restoranda yemek yemeği göze alamam.
Tom pahalı bir restoranda her gün yemek yiyebilir.
Ben pahalı hediyeleri sevmem. Sıcacık bir kahve ve beni anlayan bir dost yeter bana.
Açıkçası Tom onun pahalı çay fincanlarından birini kırdığını Mary'nin fark etmemesini umut ediyor.
Ben pahalı hediyeleri sevmem. Sıcacık bir kahve ve beni anlayan bir dost yeter bana.
Pahalı bir araba almayı göze alamam.