Examples of using "ähnlich" in a sentence and their turkish translations:
Tom benzer.
Bu tanıdık geliyor.
Kime benziyor?
Bir trampet gibi düşünebilirsiniz:
Senin sorunun benimkine benziyor.
- Bulgarca, Rusça gibidir.
- Bulgarca Rusçaya benzer.
Tom biraz John'a benziyor.
Tom'a biraz benziyorsun.
O şimdi kime benziyor?
Bu ona benzemiyor.
Onlar arasında çarpıcı bir benzerlik vardı.
Tüm paraboller birbirine benzer.
O ona benzemiyor.
Bu sana benzemiyor.
- Mary annesine benziyor.
- Mary annesine çekmiş.
Biz çok benzeriz.
Üç kız kardeş çok benzer görünüyor.
Küreselci dostlarım, eğer siz de benim gibiyseniz
Ya da böyle şey abi iş sezonluk
Başta her şey aynı gibi görünüyor.
Onun fikri benimkine çok benzer.
Tom babasına çok benziyor.
Kız kardeşim anneme benzer.
Kız kardeşim anneanneme benzer.
O hemen hemen babasına benziyor.
Çocuk hangi ebeveyne benziyor?
Muhtemelen sana çok benziyorum.
Erkek kardeşim bana çok benziyor.
Martha Vineyard, Sylt'e çok benziyor.
Bu hiç de onun gibi değil.
Bu hiç de onun gibi değil.
İtalyanca ve İspanyolca çok benzerdir.
Bu hiç sana benzemiyor.
Tom ve erkek kardeşi oldukça benzer görünüyor.
Bisikletiniz benimkine benziyor.
Takeshi arkadaşlarımdan birine çok benziyordu.
İki erkek kardeş birbirine çok benzer.
Birçok yönden bana benzerdi.
Tom kendine benzeyen insanları sever.
"Grip gibi."
O, babasına hiç benzemiyor.
Tom babasına hiç benzemiyor.
O, babasına hiç benzemiyor.
Tom ve Mary çok benziyor.
Mary gerçekten annesine çok benziyor.
Orta Asya Türkler'inde yine buna benzer bir durum var ortada
Ken ve onun erkek kardeşi çok benzerler.
Senin fikrin benimkine benzer görünüyor.
O benimkine benzer bir plan önerdi.
Tom benimkine benzer bir plan önerdi.
Tom'a benzediğimi gerçekten düşünüyor musun?
O, tanıdık geliyor.
Tom, tanıdığım birine çok benziyor.
Tom ve Ken, bir kapsüldeki bezelyeler gibidirler.
Senin fikrin benimkine benzerdir.
Baba ve oğlu birbirine çok benziyordu.
Herkes onun tam babasına benzediğini söylüyor.
Biz çok benzeriz ve aynı zamanda çok farklıyız.
Annesine benzediğini düşünmüyorum.
O, annesine benzer.
Jack, babasına benzer.
Siz birbirinize çok benziyorsunuz.
Tanıdığım birine çok benziyorsun canım.
Bu iki şey benzer değil, onlar aynı!
Uranüs ve Neptün oluşumları bakımından çok benzerdir.
Eski kız arkadaşlarımdan birine bayağı benziyorsun.
Bu onun gibi değil.
Macarca ve Türkçe dil bilgisi bakımından çok benzerdir.
- O kız, annesine benziyor.
- Kız annesine benzemektedir.
Onlar çok benzer gözüküyor. Kimin kim olduğunu bilmiyorum.
Bu iki yaprak benziyor.
Mary ve Tom ikizler, ama birbirlerine benzemiyorlar.
İkiz kızlar o kadar çok benzerler ki birini diğerinden ayıramıyorum.
Tom babasına benzemiyor.
Onu kız kardeşi ile karıştırdım. Onlar çok benziyor.
Pozitron bir elektrona benzeyen küçük bir parçacıktır fakat pozitif elektrik yüklüdür.
Communication ve excommunication benzer görünmesine rağmen kesinlikle birbirleriyle alakası yok.
Pasaportunuzdaki fotoğrafa benzemeye başlattığınızda, tatile gitme zamanıdır.
Mozart ve Schubert'in tematik ve motivik çalışmaları temel olarak oldukça benzer.
Tam ağabeyine benziyorsun.
yapı ve mimari itibariyle çok da Hristiyan dininin yapısına benzemiyor
Kendi hayatımıza benzer bir hayatın başka gezegenlerde var olabileceği fikri benim için büyüleyici.
Çoğu takımyıldızı adlarını verdikleri yaratıklara ve karakterlere benzemez.
Tom'un müzik zevki benimkine benzer.
Paul'ün üç oğlu var. Onlar birbirine çok benziyor.
Annesine benzediğini sanmıyorum.
İkizler o kadar benziyorlar ki birini diğerinden ayırt etmek neredeyse imkansız.
- Büyükbabasına benziyor.
- Dedesine benziyor.
Ama gariptir ki onlara yaklaştıkça birçok açıdan çok benzediğimizi fark ediyorsun.
Sadece büyük erkek kardeşine benziyorsun.