Translation of "Näherte" in Turkish

0.005 sec.

Examples of using "Näherte" in a sentence and their turkish translations:

Tom näherte sich.

Tom yaklaştı.

Er näherte sich ihr.

O ona daha yakın taşındı.

Niemand näherte sich ihm.

Kimse ona yaklaşmadı.

Maria näherte sich ihm.

Mary ona daha yaklaştı.

Patricia näherte sich dem Haus.

Patricia eve yaklaştı.

Die Erzählung näherte sich einem Ende.

Hikaye bir sonuca ulaştı.

Unser Schiff näherte sich dem Hafen.

Gemimiz limana yaklaşıyor.

Das Schiff näherte sich dem Ärmelkanal.

Gemi Manş Denizine yaklaşıyordu.

Tom sah, wie Maria sich näherte.

Tom Mary'nin yaklaştığını gördü.

Das mongolische Heer näherte sich der Stadt.

Moğol ordusu kente yaklaştı.

Er näherte sich und fiel auf seine Knie.

O yaklaştı ve dizlerinin üzerine düştü.

Er näherte sich einem Jungen, der in einem Buch las.

O, kitap okuyan bir çocuğa yaklaştı.

Sie näherte sich ihm mit einem Lächeln auf den Lippen.

Yüzünde bir gülümseme ile ona yaklaştı.

Tom näherte sich dem schönen Mädchen und fragte es nach seinem Namen.

Tom güzel kıza doğru yürüdü ve ona adının ne olduğunu sordu.

Der diensthabende Polizist spürte, wie sich ihm ein älterer Mann von hinten näherte.

- Görevli memur arkasından yaşlı bir adamın geldiğini hissetti.
- Görevli polis memuru, ardından gelen yaşlı bir adamı algıladı.

Er näherte sich mit dem Mund ihrem Ohr und säuselte: „Ich liebe dich!“

O, dudaklarını onun kulağına yaklaştırdı ve mırıldandı: "Seni seviyorum."

Sie spielte mit der Schaukel im Park, als ein Fremder sich ihm näherte und ihm Bonbons anbot.

O parkta idi, bir yabancı geldiğinde salıncakta oynuyordu, ve o, ona karamelini önerdi.

- Die Katze pirschte sich langsam an die Maus heran.
- Die Katze kam der Maus langsam näher.
- Die Katze näherte sich langsam der Maus an.

Kedi yavaşça fareye yaklaştı.

- Sie näherte sich schon der 30, als ich sie das erste Mal traf.
- Als ich sie das erste Mal traf, war sie fast dreißig.

Onunla ilk karşılaştığımda otuzuna yaklaşıyordu.