Examples of using "Näherte" in a sentence and their turkish translations:
Tom yaklaştı.
O ona daha yakın taşındı.
Kimse ona yaklaşmadı.
Mary ona daha yaklaştı.
Patricia eve yaklaştı.
Hikaye bir sonuca ulaştı.
Gemimiz limana yaklaşıyor.
Gemi Manş Denizine yaklaşıyordu.
Tom Mary'nin yaklaştığını gördü.
Moğol ordusu kente yaklaştı.
O yaklaştı ve dizlerinin üzerine düştü.
O, kitap okuyan bir çocuğa yaklaştı.
Yüzünde bir gülümseme ile ona yaklaştı.
Tom güzel kıza doğru yürüdü ve ona adının ne olduğunu sordu.
- Görevli memur arkasından yaşlı bir adamın geldiğini hissetti.
- Görevli polis memuru, ardından gelen yaşlı bir adamı algıladı.
O, dudaklarını onun kulağına yaklaştırdı ve mırıldandı: "Seni seviyorum."
O parkta idi, bir yabancı geldiğinde salıncakta oynuyordu, ve o, ona karamelini önerdi.
Kedi yavaşça fareye yaklaştı.
Onunla ilk karşılaştığımda otuzuna yaklaşıyordu.