Examples of using "Male" in a sentence and their turkish translations:
Ben de resim yapmayı seviyorum.
Resim yapmayı sevmiyorum.
Onlar her iki seferde de başarısız oldu.
Onlar birçok suçlama yaptılar.
Sulu boya ile boyamayı seviyorum.
Ben sulu boya ile boyamak istiyorum.
Tom defalarca Boston'da bulundu.
Tom defalarca Boston'da bulundu.
Bunu daha önce yüzlerce defa simülasyonunun yapıldığı
binlerce kat fazla yüreği vardır kadının
Mektubu tekrar tekrar okudu.
Tom günde birkaç kez dua eder.
Telefon birçok kez çaldı.
Oraya defalarca gittim.
- Tom birkaç defa bıçaklandı.
- Tom birkaç yerinden bıçaklandı.
Tom defalarca söyledi.
O kitabı birkaç kez okudum.
Mary ilk çocuğuna hamile.
Üç kez daha oldu.
Bunu birkaç kere yaptım.
Bu evi birkaç kere ziyaret etti.
kubbe de bir çok defa çöktü
Defalarca denedi ama başarısız oldu.
Kitabı defalarca okumak zorunda kaldılar.
Tom'un oğlu üçüncü kez soyuldu.
Şimdiye kadar Taninna'ya ilk kez bağırdım.
Bundan her seferinde daha çok hoşlanıyorum.
Bu benim ilk bisiklet sürüşüm değil.
Birkaç kez Hawaii'de bulundu.
Biz bunu zaten defalarca tartıştık.
- Birkaç kez Hawaii'de bulundu.
- Birkaç kez Hawaii'ye gitti.
O pek çok kez Avrupa'da bulundu.
Tom genellikle bunu Mary için yapar.
Türkler 1683'te Viyana'yı ikinci kez kuşattılar.
Tom, birkaç kez seninle tanıştığını söylüyor.
O zamandan önce onunla birçok kez karşılaştım.
Filmi kaç kez gördün?
Ben bu yıl burada birkaç kez bulundum.
Ben Tom'un dans edişini defalarca gördüm.
Biz bunun hakkında daha önce defalarca konuştuk.
Bu bina birkaç kez el değiştirdi.
- Kelimeyi onun için defalarca tekrar ettim.
- Kelimeyi onun için birkaç kez tekrar ettim.
Tom'u TV'de birçok kez gördüm.
Tom Mary'nin şarkı söylediğini ilk defa duymuyordu.
O müzik defalarca dinlemeye değer.
O birçok kez bize doğru baktı ve uzaklaştı.
Tom ve ben birlikte birçok kez poker oynadık.
Bu kitap, tekrar tekrar okumaya değer.
Tom geçen yaz birkaç kez evimize geldi.
Onu defalarca gördüm.
O ona defalarca ev ödevini yapmasını hatırlattı.
Sanki o defalarca oraya gitmiş gibi Paris'ten bahsediyor.
Sen duştayken telefonun birkaç kez çaldı.
- Türkler 1683'te Viyana'yı ikinci kez kuşattı.
- Türkler 1683'te Viyana'yı ikinci kez kuşattılar.
Onun benim arkadaşım olmadığını kaç defa tekrarlamak zorundayım.
- Bir lisan, bir insan.
- Bir lisan bir insan, iki lisan iki insan.
Tom orada kaç kez bulunduğunu söylemedi.
Birçok kez okuyuncaya kadar şiiri kavrayamazsın.
"Sen hiç New York'a gittin mi?" "Evet birkaç kez orada bulundum."
Sigarayı bırakmak kolaydır. Bunu yüzlerce kez yaptım.
- Evvelce sarhoş oldum, daha da çok olacak gibiyim.
- Daha önce sarhoş oldum. Muhtemelen bundan sonra da defalarca olacağım.
O defalarca başarısız oldu ama bunun bir zaman kaybı olduğuna dair içinde bir his yoktu.
Tom'un menüye bakmasına gerek yoktu çünkü daha önce o restoranda defalarca bulunmuştu.
Tom daha önce defalarca evlenmiş olan ünlü bir aktrisle evlendiği için ünlü oldu.
Sıklıkla ve çeşitli vesilelerle sözlerini tekrar ederdi, ki sözleri sahabenin aklına yerleşsin.
Uzay tozu çok tehlikeli gelmeyebilir ama minik bir nesne bile bir mermiden birkaç kez daha hızlı hareket ettiğinde yaralanmaya neden olabilir.
- Dişlerini günde kaç defa fırçalıyorsun?
- Günde kaç defa dişlerini fırçalıyorsun?