Translation of "Log" in Turkish

0.005 sec.

Examples of using "Log" in a sentence and their turkish translations:

Sie log.

Yalan söyledi.

Maria log.

Mary yalan söyledi.

Er log diesbezüglich.

Onun hakkında yalan söyledi.

Sie log diesbezüglich.

O bu konuda yalan söyledi.

Tom log diesbezüglich.

Tom bu konuda yalan söyledi.

- Ich wusste, dass er log.
- Ich wusste, er log.

Onun yalan söylüyor olduğunu biliyordum.

Tom log im Bett.

Tom yatakta yattı.

- Ich log, um dich zu beschützen.
- Ich log, um euch zu beschützen.
- Ich log, um Sie zu beschützen.

Seni korumak için yalan söyledim.

- Tom hat gelogen.
- Tom log.

Tom yalan söyledi.

Tom wusste, dass Mary log.

Tom Mary'nin yalan söylediğini biliyordu.

Tom log Maria nie an.

Tom, Mary'ye asla yalan söylemez.

Er log, ohne zu zögern.

O, tereddüt etmeden yalan söyledi.

- Ich habe gelogen.
- Ich log.

Yalan söyledim.

Tom log mir ins Gesicht.

Tom yüzüme karşı yalan söyledi.

Aber er log mich nie an.

Ancak hiç yalan söylemezdi.

Es war offensichtlich, dass er log.

Onun yalan söylediği belliydi.

Er wusste intuitiv, dass sie log.

Sezgisel olarak, onun yalan söylediğini biliyordu.

Tatoeba hat keinen "Log out" Knopf.

Tatoeba'nın "Log Out" butonu yok.

Da erkannte ich, dass Tom log.

Tom'un yalan söylediğini o zaman anladım.

Tom wusste nicht, dass Mary log.

Tom Mary'nin yalan söylediğini bilmiyordu.

Maria log in Bezug auf ihr Alter.

Mary yaşı hakkında yalan söyledi.

Sie log und ich mag keine Lügner.

Yalan söyledi ve yalancıları sevmem.

Tom log in Bezug auf seine Berufserfahrung.

Tom iş deneyimi konusunda yalan söyledi.

Tom log in Bezug auf sein Alter.

Tom kaç yaşında olduğu hakkında yalan söyledi.

Tom war sich sicher, dass Maria log.

Tom Mary'nin yalan söylediğinden emindi.

Tom hatte das Gefühl, dass Marie log.

Tom'un Mary'nin yalan söylediğine dair bir önsezisi vardı.

Der Junge log, vermutlich, um seine Eltern aufzumuntern.

Çocuk muhtemelen ebeveynlerini neşelendirmek için yalan söyledi.

Der Junge log möglicherweise, um seine Eltern zufriedenzustellen.

Oğlan belki ebeveynlerini mutlu etmek için yalan söyledi.

- Tom log Maria an.
- Tom hat Maria angelogen.

Tom, Mary'ye yalan söyledi.

- Tom log die Bullen an.
- Tom hat die Bullen betrogen.

Tom polislere yalan söyledi.

Tom log, als Maria ihn fragte, wie alt er sei.

Mary yaşını sorduğunda Tom ona yalan söyledi.

Maria log, als Tom sie fragte, wie alt sie sei.

Tom ona kaç yaşında olduğunu sorduğunda Mary yalan söyledi.

- Er log über sein Alter.
- Er hatte bei seinem Alter gelogen.

Onun yaşı hakkında yalan söyledi.

- Er log mir ins Gesicht.
- Er hat mir ins Gesicht gelogen.

O benim yüzüme yalan söyledi.

- Tom weiß, dass Mary gelogen hat.
- Dass Mary log, weiß Tom.

- Tom Mary'nin yalan söylediğini biliyor.
- Tom, Mary'nin yalan söylediğini bilir.

- Er wusste intuitiv, dass sie log.
- Intuitiv wusste er, dass sie lügt.

O onun yalan söylediğini sezgisel olarak biliyordu.

- Er hat noch nie gelogen.
- Er log nie.
- Er hat nie gelogen.

O hiç yalan söylemedi.

- Er hat uns belogen.
- Er belog uns.
- Er hat uns angelogen.
- Er log uns an.

O bize yalan söyledi.

- Sie war sich sicher, dass der Mann log.
- Sie war sich sicher, dass der Mann eine Lüge erzählte.

O, adamın bir yalan söylediğinden emindi.

"Was?", fragte Pharamp. "Nichts", log Sysko, "wir haben gerade über die Auswirkungen des Konfuzianismus auf den modernen Chinesischen Sozialismus gesprochen.".

"Ne?" diye sordu Pharamp. "Bir şey yok" dedi Sysko "Konfüçyüsçülüğün modern Çin sosyalizmi üzerindeki etkileri hakkında konuşuyorduk."