Examples of using "Lektion" in a sentence and their turkish translations:
- İlk ders kolay.
- İlk ders kolaydı.
Araştırmadan çıkarılacak 2. ders şu:
Ders iki kolaydır.
Tom dersini çalışıyor.
Değerli bir ders öğrendim.
Dersini öğrendin mi?
Şunu da öğrendik ki,
Ders 3'ü okuyalım.
3. ders ile başlayalım.
Ben dersimi aldım.
Dersini aldın mı?
Biz dersimizi öğrendik.
İkinci ders çok kolaydır.
Maymun gözünü açtı.
Ders 10'u baştan itibaren oku.
Ben sana bir ders vereceğim!
10. dersten başlayalım.
Ona bir ders vermemiz gerekir.
Tom Mary'ye bir ders vermek istedi.
Tom'a bir ders öğretmemiz gerekiyor.
Tom değerli bir ders öğrendi.
5. dersi tekrarlayalım.
Bütün ders boyunca sinekleri saydı.
Ona bir ders öğretmen gerekiyor.
- Kader bana sıkı bir ders öğretti.
- Kader bana acımasız bir ders verdi.
Bugün değerli bir ders öğrendim.
herkes ders dinlemek için orada bulunuyor yahu!
Sanırım sana bir ders öğretmek zorunda kalacağım.
Değerli bir ders öğrendiniz gibi görünüyor.
daha sonrasında sesi kapatıyor dersini anlatmaya devam ediyor
başlatıyorsunuz bir tane ders. Her görüşmenin de bir numarası var
Bu bizim ilk dersimiz.
İngilizce konuşur musunuz? - Henüz değil, bu benim ilk dersim!
İtalyanca konuşuyor musun? - Henüz değil, bu benim ilk dersim!
Yunan konuşuyor musun? - Henüz değil, bu benim ilk dersim!
Yabancı bir ülkede yaşamak bir hayat dersidir.
Suchet, kariyerinin en değerli dersini İtalya'da öğrendi: Askerlerin
Sana unutmayacağın bir ders öğreteceğim.
Maymun gözünü açtı.
Sana uzun süre hatırlayacağın bir ders vereceğim.
Endişelenmeyin, bir dahaki sefere yapacağız. İyi bir ders aldık.
Ya yaşam boyu bir dost ya hayat boyu bir ders.
ID numarası olsa dahi böyle lönk diye dersin ortasına dalamıyor
toplantı numarasını bilen bir kişi derse katılıp pornografik içerik veya virüs yazabiliyormuş
"Ona bir ders vermemiz gerek." "Peki nasıl yapacağız?" "Bir fikrim var."
İyi insan mutluluk, kötü insan tecrübe, yanlış insan ders ve mükemmel insan iz bırakır!
Gelecek derste o soru ile uğraşacağız.
Bir ders vermek için onu öldürdüm. O çok konuşuyor. Bir dahaki sefere sözlerini kendisine saklayacak.