Examples of using "Leisten" in a sentence and their turkish translations:
Katkıda bulunuyoruz.
destek vermesini emretti .
Buna mali gücüm yetebilir.
- Avukata param yetmedi.
- Bir avukat tutmaya param yetmedi.
Tom bir avukatı göze alamadı.
Ona geri ödemeliyim.
Ben bunu göze alabilir miyim?
Bunu göze alabilirler.
Bu para sayesinde yollar ve köprüler için
O bir tatil yapmayı göze alamaz.
Onu göze alamayız.
Ona gücüm yetmez.
Onu şimdi göze alabilir miyiz?
Bunu gerçekten göze alabilir miyiz?
Bütün buna gücümüz yeter mi?
Onlar bunu göze alamaz.
Bir araba almayı göze alamam.
Tom telafi etmek için söz verdi.
Tom bunu göze alamaz.
Onu ödeyemez.
O, onu göze alamaz.
Tom uçakla seyahat etmeyi göze alamaz.
O bunu göze alamazdı.
Dadı tutacak param yok.
Tatile verecek paraları yok.
- Tom bir yat almayı göze alamaz.
- Tom'un bir yat almaya gücü yetmez.
Pahalı bir araba almayı göze alamam.
Tom'un o tür bir bilgisayara gücü yetmez.
kutsal meslek yapan öğretmen ek iş yapmak zorunda
- Jack, yeni bir bisiklet satın almayı göze alamaz.
- Jack'in yeni bir bisiklet satın almak için parası yok.
- Yeni bir arabayı göze alamam.
- Yeni bir arabaya gücüm yetmez.
- Yeni bir arabaya param yetmez.
Herkesin bir araba almaya gücü yetmez.
Şu anda bunu göze alamam.
Bu araba benim alamayacağım kadar çok pahalı.
Doktorlar kimseye zarar vermemek için yemin ederler.
Tom yeni bir bisiklet almayı göze alamaz.
Uzun tatillere maddi gücüm yetmez.
Tavsiyene uymalıydık.
Küçük çocuklar kakao plantasyonunda köle olarak çalışır.
Bu evi almaya gücün yetmeyebilir.
Şimdi iyi yemeği göze alabilirim.
Ben yeni bir bisiklet satın almayı göze alamam.
Ben daha fazla hata yapamam.
İyi iş yapmak her zaman zordur.
Herkes bir katkıda bulunabilir. Gerçekten herkes!
Düşünüyorum ki siz mükemmel iş başarıyorsunuz.
Bunu almak için gücünün yeteceğinden emin misin?
Buna gücümüz yetmez.
Amacımız felaket tellallığı yapmak değil zaten
O evlenmeyi göze alamaz.
Sen iyi bir iş yapıyorsun.
Annenin tavsiyesine uyman gerekli.
Düşmana yardım ve yataklık etmek, hainlik olarak kabul edilir.
Tom'un evlenecek maddi gücü yok.
Tom Mary'nin istediği şeyi satın almayı göze alamadı.
Bu hafta daha iyi yapmayı umut ediyoruz.
Tom ve Mary bir ev almayı göze alamıyor.
- Yasalara uymak görevimizdir.
- Yasalara riayet etmek görevimizdir.
Erkeklerden daha çok kadınlar yalancı şahitlik yaparlar.
İngilizcenin işgal edilişine dayanmalıyız.
Tenis oynamayı göze alamam.
İyi bir iş yapmak istiyorsanız acele etmeyin.
Sen katkıda bulunuyorsun.
O kadar çok ödemeyi göze alamam.
Öyle bir şeyi satın almayı göze alamam.
Buna gücümüz yeter mi?
Bana inanmamayı göze alamazsın.
Bir kamyona paranın yetmeyeceğini dediğini düşünüyordum.
Bir bisiklet satın almayı göze alamadım.
Onun bir araba alması için yeterli parası yok.
Ben emekli olmayı göze alamam.
Ben fakirim, ona gücüm yetmez.
Yeni bir araba bir yana, kullanılmış bir araba almayı bile göze alamam.
Yeni bir tane şöyle dursun, kullanılmış bir arabayı almaya gücüm yetmez.
Artık burada yaşamayı göze alamıyorum.
Bu yıl yeni bir araba alamam.
Tom istediği bisikleti almayı göze alamadı.
Tom hâlâ lisede iken evsizler barınağında bir gönüllü olarak çalışmaya başladı.
Bir araba almayı göze alamam.
Bir televizyon seti istiyorum, ama bir tane satın almaya param yetmez.
Evi şöyle dursun, onun araba almaya bile gücü yetmez.
Tom çocuklarını üniversiteye göndermeyi göze alamaz.
O, bir araba satın almak istiyor fakat göze alamıyor.
bulunmasını ve Napolyon imparatorluğu çökmeye başladığında bile sonuna kadar direniş göstermesini sağladı.
Bir tanesine gücüm yeter fakat ikisine değil.
Böyle pahalı bir eve kimin gücü yeter?
Ona gücümün yetebileceğinden emin değilim.