Examples of using "Lebenszeichen" in a sentence and their turkish translations:
Onun hayati bulguları yakından izleniyor.
Herhangi bir yaşam belirtisi göstermiyor.
Herhangi bir yaşam belirtisi vermememe rağmen hayattayım.
Gözün ulaşabileceği kadarıyla yaşam belirtisi yoktu.