Examples of using "Ständig" in a sentence and their turkish translations:
ileten kişi oldu.
Bilgisayarlar sürekli geliştiriliyorlar.
bize sürekli durmadan saldırıyor
Biz sürekli dövüşürüz.
Tom her zaman homurdanıyor.
O sürekli sigara içiyor.
Sürekli esniyorum.
- Tom hep konuşuyor.
- Tom'un ağzı hiç boş durmuyor.
O her zaman sigara içiyor.
O hep yalan söyler.
Tom her zaman yalan söylüyor.
Tom her zaman okuyor.
Sürekli kilo vermeye çalıştım.
ve sürekli gelen zamları
sürekli yeni yeni manyetik alanalar üretiyor.
Sözümü kesmeyi bitirmiyordu.
Neden onlar hep kavga ediyor?
Biz bunu her zaman yaparız.
O hep yakınır.
Tom her zaman bunu yapar.
Tom sürekli şikayet ediyor.
O her zaman tatminsiz.
Sürekli onu düşünürüm.
Sürekli olarak isimleri unutuyorum.
Sen her zaman sarhoşsun
Bu bana her zaman olur.
Tom her zaman Fransızca çalışıyor.
Tom her zaman Mary ile flört ediyor.
Neden hep Tom hakkında konuşuyorsun?
O her zaman derste soytarılık ediyor.
Neden her zaman o şapkayı takıyorsun?
Kazalar her zaman olur.
- Ben sürekli olarak kendi kendime konuşurum.
- Daima kendi kendime lakırdı ederim.
ve sürekli kendime soruyordum:
Ve bizler bunu sürekli duyuyoruz.
Dünyanın şehirleri genişledikçe...
niye sürekli virüs bulaştırıyor?
sürekli değişiyor. Çünkü akışkan
Bunu kendime her zaman yapıyorum.
O sürekli aktif.
O her zaman para istiyor.
Babam her zaman öfkeleniyor.
O sürekli diğer insanları eleştirir.
Paranı her zaman unutursun.
O, cep telefonunu hep kaybediyor.
Tom gibi insanlar her zaman yalan söyler.
Tom her zaman beni arar.
Tom her zaman hareket halinde.
Tom neden sürekli burada?
Sürekli bunu merak ediyorum.
Tom her zaman para istiyor.
Babam her zaman meşgul.
Onun hayati bulguları yakından izleniyor.
O her zaman bana yalan söylüyor.
O her zaman bana yalan söylüyor.
Tom ve Mary sürekli kavga ederler.
Onun erkek kardeşi her zaman televizyon izliyor.
O bana her zaman mesaj atar.
O bana her zaman mesaj atar.
Tom bana sürekli mesaj yollar.
Onun sağlığı giderek daha iyi hale gelmektedir.
Her zaman dedikodu yapar.
Ben her zaman bu hatayı yaparım.
Tom bana sürekli yalan söylüyor.
Anne, Tom beni itmeye devam ediyor.
O sürekli onu düşünüyor.
Tom sürekli Mary hakkında düşünüyor.
Sen neden her zaman kaybolursun?
Tom, Mary'nin her zaman ağladığını söylüyor.
Yazılım sürekli gelişiyor.
sürekli kendisinden bahsedilmesini ve övülmesini ister
sürekli o salgıyı yiyerek besleniyor hareket yok
İki kız kardeş birbirleriyle sürekli kavga ediyorlar.
O her zaman okuyor.
- Annesi sürekli bundan şikayet eder.
- Annesi sürekli olarak bundan şikâyet ediyor.
İnsanlar her zaman onu bana sorar.
Tom, neden beni aramayı sürdürüyorsun?
Tom her zaman bir şey hakkında homurdanıyor.
Her zaman karısına hediyeler veriyor.
Tom her zaman hayal kuruyor.
Bu her zaman olur, değil mi?
Salonumda sürekli dans ederim.
Bacaklarım sürekli ağrıyor.
- Vücutta sürekli serbest radikaller bulunur.
- Bedende sürekli serbest radikaller meydana gelir.
- O hep dolandırıcılıkla uğraşıyor.
- Her zaman dolandırıcılıklara karışır.
Neden her zaman bizim için her şeye karar veren kişisin.
Neden her zaman çok meşgulsün?
Tom her zaman kendinden bahseder.
Neden bu ikisi sürekli kavga ediyor?
Bu eski araba sürekli arıza yapıyor.
O takım her zaman alt sıralarda.