Translation of "Blutete" in Turkish

0.006 sec.

Examples of using "Blutete" in a sentence and their turkish translations:

Tom blutete.

Tom kan kaybediyordu.

Layla blutete.

Leyla kanıyordu.

Seine Nase blutete.

- Burnu kanadı.
- Onun burnu kanadı.

Marys Nase blutete.

Mary'nin burnu kanıyordu.

Seine Wunde blutete.

Yara kanadı.

Tom blutete heftig aufgrund einer Schussverletzung.

Tom bir ateşli silah yarasından şiddetli kanama geçiriyordu.

Er blutete. Der Geruch war im Wasser.

Kanaması var. Kokusu suya yayılıyor.

Sein Auge war geschwollen, und seine Nase blutete.

Onun gözü şişmişti ve burnu kanıyordu.