Examples of using "Verzweifelt" in a sentence and their turkish translations:
Tom umutsuz.
Çaresiziz.
O çaresizdir.
- Tom öfkeliydi.
- Tom hummalıydı.
- Tom dellenmişti.
- Umutsuzdum.
- Ben çaresizdim.
O umutsuz görünüyor.
O umutsuz görünüyordu.
Leyla çaresizdi.
Bu ev kadınları umutsuz.
Tom biraz umutsuzdu.
Tom gerçekten çaresizdi.
- Tom umutsuz oluyor.
- Tom umutsuzlaşıyor.
O gerçekten umutsuzdu.
Biz şimdi çaresiziz.
Çaresiz görünmek istemiyorsun.
Henüz umutsuz değiliz.
Tom umutsuz görünüyor.
Umutsuzum ve kafam karışık.
Tom sıkıntılı görünüyor.
Biz o kadar da çaresiz değiliz.
Tom umutsuz olduğunu söyledi.
Ümitsizce sessiz bir yer arıyor.
Onun kalbi kırıktı.
Henüz o kadar mutsuz değilim.
Tom perişan.
Biz bir çözüm bulmak için umutsuzuz.
Tom umutsuzca sorumluluğundan kurtulmaya çalışıyor.
O bir iş bulmak için başarısız olduğunda, Tom çaresiz hissetmeye başladı.
yapabileceğim her şeyi yaptım.
Ellili yaşlardaki bu baba can havliyle kaçmaya çalışıyor.
Dilbilimci reddime tam pişman oldu ve Aramice'nin tarihini öğretmeye başladı.
Tom hava kararmadan önce çiti boyamayı bitirmek için çılgınca bir girişim yaptı.
Onun önünde aynı anda birden fazla soruna sahip olmak onu sinirlendirir,üzer ve çileden çıkarır.
Peki virüslü marketlere mi gideceğiz? Yoksa paramız kalmadığı için çaresiz bir şekilde devletten medet mi umacağız?