Translation of "Kate" in Turkish

Setz dich, Kate.

Otur, Kate.

Brian ließ Kate warten.

Brian Kate'i bekletti.

Kate hatte eine Erkältung.

Kate üşüttü.

Kate sieht fantastisch aus.

Kate şaşırtıcı görünüyor.

Jean und Kate sind Zwillinge.

- Jean ve Kate ikizler.
- Jean and Kate ikizler.

Kate trinkt täglich viel Milch.

Kate, her gün bir sürü süt içer.

Kate wird von allen bewundert.

- Kate'e herkes tarafından saygı duyuluyor.
- Kate'e herkes saygı gösterir.
- Kate'e herkesçe saygı gösterilir.

Kate hat eine gute Figur.

Kate iyi bir endama sahip.

- Kate lief zum Restaurant meines Vaters.
- Kate rannte bis zum Restaurant meines Vaters.

Kate babamın restoranına doğru koştu.

Brian ging mit Kate zur Schule.

Brian Kate ile okula gitti.

Tom hat Kate nach Hause gebracht.

Tom yürüyerek Kate'in evine gitti.

Kate hat das Zimmer nicht gereinigt.

Oda Kate tarafından temizlenmedi.

Kannst du Kate diese Blume bringen?

Bu çiçeği Kate'e getirir misin?

Ist Kate immer noch nicht angekommen?

Kate henüz varmadı mı?

Kate war von Brians Geschichte überrascht.

Kate Brian'in hikayesine şaşırmıştı.

Brian hat einen Lippenstift für Kate gekauft.

Brian Kate için bir ruj satın aldı.

Kate wird wohl ihren Geburtstag nicht feiern.

Kate muhtemelen doğum gününü kutlamayacak.

Kate bleibt an den Wochenenden in Izu.

Kate hafta sonları Izu'da kalır.

Maria und Kate tragen immer ähnliche Kleider.

Mary ve Kate her zaman benzer giysiler giyerler.

- Kate hat eine Erkältung.
- Katrin ist erkältet.

Kate soğuk almış.

Kate bleibt das Wochenende über in Izu.

Kate hafta sonu boyunca Izu'da kalır.

Kate kam mit dem Bus nach Hause.

Kate otobüsle eve geldi.

Kate ist nicht so groß wie Anne.

- Kate Anne kadar uzun değil.
- Kate Anne kadar uzun değildir.

Kate Middleton ist jetzt Herzogin von Cambridge.

Kate Middleton şu anda Cambridge düşesidir.

Kate muss krank sein, da sie bleich aussieht.

Kate hasta olmalı, çünkü solgun görünüyor.

Das Mädchen, das ein Kochbuch liest, ist Kate.

Bir yemek kitabı okuyan kız Kate'tir.

Ich denke, Kate ist auch eine schlaue Person.

Kate'in de zeki bir insan olduğunu düşünüyorum.

Kate fand die Uhr, die sie verloren hatte.

Kate kaybettiği saati buldu.

Kate singt von allen in unserer Klasse am besten.

Kate, benim sınıfımda en iyi şarkıcıdır.

Kate will bis zehn mit ihren Hausaufgaben fertig sein.

Kate ona kadar ödevini bitirmek istiyor.

Während ich auf Kate wartete, erblickte ich Bob und Mary.

Kate'i beklerken, Bob ve Mary'yi gördüm.

Kate ist schlauer als jeder andere Schüler in unserer Klasse.

Kate bizim sınıfta herhangi bir diğer öğrenciden daha akıllı.

Kate ist verrückt nach einem neuen Sänger, der oft im Fernsehen auftritt.

Kate genellikle TV ekranında çıkan yeni bir şarkıcı için çıldırıyor.

Jeder sagt, dass Kate ein Genie ist und dass sie eine erfolgreiche Zukunft haben wird.

Herkes Kate'in bir deha olduğunu ve başarılı bir geleceğe sahip olacağını söylüyor.

Kate gibt immer mit dem großen Diamantring an, den sie von ihrem Verlobten bekommen hat.

Kate her zaman nişanlısından aldığı büyük elmas yüzükle hava atar.