Translation of "Heulen" in Turkish

0.024 sec.

Examples of using "Heulen" in a sentence and their turkish translations:

Tom wird heulen.

Tom ağlayacak.

Warum heulen Wölfe?

Kurtlar neden ulurlar?

Tom hörte Wölfe heulen.

Tom kurtların ulumalarını duydu.

Ich hörte einen Wolf heulen.

Bir kurt uluması duydum.

Tom war zum Heulen zumute.

Tom ağlayacakmış gibi hissetti.

Mir ist gerade zum Heulen zumute.

Şimdi ağlayacak gibi hissediyorum.

Mir ist gerade wirklich zum Heulen zumute.

Kendimi şu anda gerçekten ağlayacak gibi hissediyorum.

Die Kinder waren kurz davor zu heulen.

Çocuklar ağlamak üzereydi.

Wir konnten in der Entfernung Wölfe heulen hören.

Uzakta uluyan kurtları duyabiliyorduk.

Hör auf, wie ein kleines Mädchen zu heulen!

Küçük bir kız gibi ağlamayı kes!

Es gibt keinen Grund, wie ein Kind zu heulen.

Çocuk gibi ağlamak için bir neden yok.

Auch heulen wird nicht helfen. Keiner kann dich hören.

Ağlamanın yararı yok. Hiç kimse seni duymaz.

- Die Sirenen gingen los.
- Die Sirenen fingen an zu heulen.

Sirenler çaldı.

- Mir war zum Heulen zumute.
- Mir war zum Weinen zumute.

- Canım ağlamak istedi.
- İçimden ağlamak geldi.
- Ağlıyacak gibi hissettim.

- Mit den Wölfen muss man heulen.
- Andere Länder – andere Sitten.
- Andere Länder, andere Sitten.

Romada iken Romalılar gibi davran.

Glück kann man mit Geld nicht kaufen. Aber es ist bequemer, in einem Maserati als auf einem Fahrrad zu heulen.

Para mutluluk satın alamaz. Ancak, Maseratide ağlamak bir bisiklette ağlamaktan daha rahattır.