Examples of using "Zumute" in a sentence and their turkish translations:
Onun hakkında nasıl hissediyorsun?
- Canım ağlamak istedi.
- İçimden ağlamak geldi.
- Ağlıyacak gibi hissettim.
Tom huzursuz hissetti.
Canım ağlamak istiyor.
Canı ağlamak istiyordu.
Onun canı yürümek istedi.
Canım bağırmak istedi.
Ben ağlamak istedim.
Hepimiz çok kötü hissediyoruz.
Bunu içim çekmiyor.
Tom ağlayacakmış gibi hissetti.
Tom değişiklik istedi.
Şimdi ağlayacak gibi hissediyorum.
Canım kutlama yapmak istemiyor.
Tom nasıl hissettiğini biliyor.
Canım kutlamak istemiyordu.
Canım votka içmek istemiyor.
Tom'un canı golf oynamak istemiyordu.
Aniden kendimi çok garip hissettim.
Bugün canım sigara içmek istemiyor.
Kendimi şu anda gerçekten ağlayacak gibi hissediyorum.
Tom'un canı çok fazla gülmek istemiyordu.
Şimdi nasıl hissettiğimi biliyorsun.
- Tom'un nasıl hissettiğini tam olarak biliyorum.
- Tom'un ne hissettiğini tam olarak biliyorum.
Şaka yapacak durumda değilim.
Tom Mary'nin nasıl hissettiğini tam olarak bilir.
Canım şimdi dans etmek istemiyor.
Tom ağlamaklı olmuştu.
Nasıl hissederdin?
Canım bugün Fransızca konuşmak istemiyor.
Tom nasıl hissettiğimizi umursamıyor.
Onun rahatsız olduğunu hemen gördüm.
Tom olsan bu durumda nasıl hissedersin?
Tom'un nasıl hissedeceğini tahmin edemeyiz.
Ne kadar kötü hissettiğin önemli değil, vazgeçme.
Haberi duyduğumda ağlayacak gibi hissettim.
Ağlamak istiyorum.
Haberi duyduğunda ağlayacak gibi hissetti.
Tom üzüldü ve ağlamaya başladı.
Oraya yalnız gitmiyorsan daha iyi hissederim.
Tom, nasıl hissettiğini ifade edecek kelimeleri bulamadı.
Ben ağlamaklı gibi hissediyorum ama nedenini bilmiyorum.
Tom sizinle kalabilse çok daha iyi hissederim.
Mademki gerçeği biliyorsun, belki daha iyi hissedeceksin.
Tom hakkında böylesine berbat şeyler söyledim. Korkunç hissediyorum.
Sana böyle söyleseydim nasıl hissederdin?
O kadar yorgunum ki canım bu gece çalışmak istemiyor.
Bugünlerde canım dışarı çıkmak istemiyor.
Daha önce hiç bu şekilde hissetmedim.
Canım ağlamak istiyor.
Tom karnının ağrıdığını ve canının bir şey yemek istemediğini söyledi.
Sadece Tom'un nasıl hissettiğini bilseydim, Mary ile çıkmazdım.
Canım dans etmek istemiyor.
Bu gece canım hiç çalışmak istemiyor.
Ne hissettiğimi kimse bilemez.
Tom, Mary ona kendisine düşkün olduğunu, ancak onu sevmediğini söylediğinde çok kötü hissetti.
Tom'un canı yemek pişirmek istemiyor.
Tom canının Mary ile konuşmak istemediğini söyledi.