Examples of using "Gewarnt" in a sentence and their turkish translations:
Uyarıldınız.
Tom'u uyardın mı?
Seni kim uyardı?
Kimse bizi uyarmadı.
Biz uyarıldık.
- Seni uyardım.
- Sizi uyardım.
- Neden bizi uyarmadın?
- Neden bizi uyarmadınız?
Sen uyarıldın.
O seni uyardı.
Tom seni uyardı.
Onlar seni uyardılar.
O seni uyardı.
Mary seni uyardı.
Tom onu uyardı.
Biri Tom'u uyardı.
Onları uyardım.
O bizi uyardı.
Tom beni senin hakkında uyardı.
- Neden beni uyarmadın?
- Neden beni uyarmadınız?
Ben sizi uyarmadım.
Neden kimse beni uyarmadı?
O, çeşitli vesilelerle uyarıldı.
Hiç kimse beni uyarmadı.
Tom bizi uyardı.
Seni bunun için uyarmıştım.
Tom birçok kez uyarıldı.
Seni uyarmadım mı?
Tom'u bu konuda uyarmıştım.
Elazığ için ben zaten uyarmıştım
- Erken uyarılan erken önlem alır.
- Tedbiri elden bırakma.
Birçok uyarımız vardı.
Ton niçin bizi uyarmadı?
- Niçin Tom'u uyarmadın?
- Neden Tom'u uyarmadın?
- Neden Tom'u uyarmadınız?
Tom birden fazla uyarıldı.
Neden beni uyarmadınız?
Neden beni uyarmadınız?
Onlar tsunami ile ilgili uyarılmadılar.
Onu tehlikeyle ilgili uyardım.
Onu uyardım.
Seni uyarmadım deme.
Almanlar salatalık yememeleri konusunda uyarıldı.
Tom'un geldiğine dair seni uyardım.
Onu tekrar yapmaman için seni defalarca uyardım.
Tom'u uyarmadığını söyleyemezler.
Onun deli olduğuna dair seni uyardım.
Bunun ne kadar tehlikeli olacağı hakkında seni uyardım.
Tom bunun olabileceği konusunda bizi uyardı.
Onları uyarmadığımızı söyleyemezsin.
Onu uyardım ama uyarıyı görmezden geldi.
Onu bir zamanlar uyardım ama o dinlemedi.
O, çocukları sokakta oynamaya karşı uyardı.
Seni bir zamanlar uyardım ama sen dinlemedin.
O, çocukları caddede oyun oynamaya karşı uyardı.
Bana güvenmemen için seni uyarmıştım.
Ona yaklaşmaman konusunda seni uyarmıştım, değil mi?
Vaktiyle onu uyarsaydın, bu hatayı yapmazdı.
Tom tehlike ile ilgili beni uyardı.