Examples of using "Geschäft" in a sentence and their turkish translations:
İş iştir.
Anlaşma anlaşmadır.
- Benim iş başarılı.
- İşim iyi gidiyor.
Onlar iş konuşuyorlardı.
Mağaza açık.
Dükkana gidin.
Mağaza yarın iş için açılıyor.
O iş devraldı.
İş gelişiyor.
Tom işi devraldı.
İş nasıl gidiyor?
Bu dükkân ev aletleri satar.
Bu iştir.
Bu mağazayı seviyorum.
Bu, iş için kötü.
Dükkânda birçok resim asılıdır.
Gel bu işe girelim
Bu işi anlayamıyorum.
Merhaba, işler nasıl?
Mağaza Pazartesi günleri kapalıdır.
Mağaza yarın kapalı olacak.
Tom'un şirketi iyi çalışıyor.
Bu, iş için iyi.
Bu dükkan eski kitap satar.
İş yavaş.
Bu mağaza pazar günleri açık mı?
Savaş iğrenç bir iştir.
İş oldukça iyi.
O, yeni dükkan açtı.
O,dükkanı kapattı.
O iş bir altın madeniydi.
Mağaza pazar günleri kapalıdır.
Bizim mağazamız açık değil.
Bu gerçek bir pazarlık.
Bu dükkân kadın giysisi satar.
Bu mağazanın birçok müşterisi vardır.
Babam mağazayı yönetir.
Bir sonraki dükkan nerede?
Politika kirli bir iş.
İşinizde çok iyi olduğunuzu görüyorum.
Dün mağaza tesadüfen kalabalıktı.
Dükkân ne zamana kadar açık?
- İşine başlamayı planlıyor.
- İşini kurmayı planlıyor.
Onun işi sadece kısmi bir başarıydı.
Dükkân, meyve ve sebze satıyor.
Bu çok kârlı bir iş.
Dükkânda birçok resim asılıdır.
Bu dükkan dokuzda kapanır.
Bay Spencer bir dükkanda çalışır.
O mağaza, fiyatlarını düşürmek zorunda kaldı.
İşi daha sonra konuşacağız.
Bu kesinlikle iş hakkında.
Mağazada kaç kişi var?
Bu mağaza her zaman 20:00'de kapanır.
Mal sahibi mağazanın üstünde yaşıyor.
Yeni mağaza önümüzdeki hafta açılacak.
Mükemmel bir iş kurdu.
Onun ana yolda bir dükkânı var.
Ben bu saati mağazada satın aldım.
O, o dükkânda ne satın aldı?
Ben bir mağazadan bir dergi satın aldım.
Babamın işini devralacağım.
Babam işini 40 yıl önce kurdu.
Tom işletmeyi babasından miras aldı.
Babasından işi miras aldı.
O, babasının işini devraldı.
Bu hayvanat bahçesinde bir dükkan var mı?
Bu bir gümrüksüz-mallar mağazası mı?
İşi babasının yerine yürütüyor.
Tom'a adil bir anlaşma önerdim.
Ofisim Fifth Avenue ile karşı karşıya.
Yemek yerken işten bahsetme.
Bu işe para yatıracağım.
O mağazada bir indirimli satış var.
Bu, mağazadaki en iyi kamera.
İki pul koleksiyoncusu bir takas düzenledi.
Mary'nin işi için bir web sitesi var.
Sonunda işim yoluna girdi.
Mağaza evimin tam karşısındadır.
Dükkân pazartesiden cumartesiye kadar açıktır.
Mağazaya kadar bisikletimle gittim.
Bu, şehirde en ucuz mağazadır.
Tom dükkanı kapatıyor.
O işinde büyük başarı elde etti.
O, işi oğullarıyla yürütüyor.
O, işleri kızlarıyla yürütüyor.
O onun işi.
Oradaki o dükkanda saatimi satın alıyorum.
Tom artık babası için işletmeyi yönetiyor.
Yavaş bir yaz sezonundan sonra iş ilerlemeye başladı.
Bir hafta içinde bu anlaşmayı bitirmek zorundayım.
Onun işi başarısız olduğunda, o beş parasız kaldı.
Bu, iş için kötü.