Examples of using "Läuft" in a sentence and their turkish translations:
Yürüyor.
O yürür.
Burnum akıyor.
Zamanın tükeniyor.
Burnunuz akıyor.
- O, yavaşça yürüyor.
- Ağır yürür.
- Yavaş yürür.
Güzel gidiyor!
Soba yanıyor.
Tom koşmayı sever.
O koşmayı sever.
O koşmuyor.
Tom neden koşuyor?
İyi gidiyor.
Tom patenle kayıyor.
Harika gidiyor.
Kahve demleniyor.
O yürümez.
Tom kaçıyor mu?
Tom koşmuyor.
Sorun ne?
Motor çalışıyor.
Zamanın tükeniyor.
- Zamanımız tükeniyor.
- Zamanımız azalıyor.
(Beatbox yapıyor) Hey, naber millet?
Zaman azalıyor.
lavabonun taştığını,
Projen nasıl ilerliyor?
Tom çok hızlı koşar.
Tony her gün koşar mı?
Ne kadar da hızlı koşuyor!
İş gelişiyor.
O çok hızlı koşuyor.
Gerçekten iyi gidiyor.
Bu köpek hızlı koşar.
Tom beni takip ediyor.
O yarın biter.
İşler nasıl gidiyor?
Günün nasıl geçiyor?
Bu araba harika çalışır.
İş nasıl gidiyor?
Bu çok iyi gidiyor.
Koşuyor.
Bir at hızlı koşar.
İş nasıl?
Şu anda her şey iyi gidiyor.
Plana göre her şey iyi.
Soruşturmamız devam ediyor.
Her gün o koşar mı?
Çocuk hızlı koşar.
Nasılsın, Tom?
Her şey iyi gidiyor.
- O çocuk koşuyor.
- O oğlan koşuyor.
O koşar.
Tom her gün koşuyor mu?
Çıplak ayakla dolaşmaktan hoşlanır.
Tom hep hızlı koşar.
O patenle kayıyor.
tam da istediğimiz gibiyken
Fakat, herhangi birşey yanlış gittiğinde,
Unutmayın, zaman geçiyor.
suyun yerlere aktığını,
Merhaba, işler nasıl?
Bebek henüz yürümüyor.
O, benden daha hızlı koşar.
İç çamaşırlarıyla geziniyor.
Aynı kapıya çıkar.
Bahçede tavşan koşuyor.
Tom'la nasıl gidiyor?
Bilgisayarım şimdi iyi çalışıyor.
Evlilik hayatı nasıl gidiyor?
Zaman azalıyor.
- Tom benden daha hızlı koşar.
- Tom benden daha hızlı koşuyor.
Boston'da işler yolunda mı?
Benim zamanım tükeniyor.
Fabrika tam kapasite çalışıyor.
İş yavaş.
O benden daha hızlı koşar.
Motor iyi çalışmıyor.
İş oldukça iyi.
Siyah kedi hızlı koşar.
Şu öğrenci hızlı koşar, değil mi?
Her şey çok kötü gidiyor.
Antlaşma bugün sona eriyor.
Pasaportunun süresi ne zaman doluyor?