Translation of "Ermöglichte" in Turkish

0.004 sec.

Examples of using "Ermöglichte" in a sentence and their turkish translations:

- Das Stipendium ermöglichte ihm ein Auslandsstudium.
- Das Stipendium ermöglichte ihm, im Ausland zu studieren.

Burs onun yurt dışında eğitim yapmasını sağladı.

Diese Verleugnung ermöglichte 50 Jahre rassistische Gesetzgebung;

İnsanlar yanlış bir şey yapmadıklarına kendilerini ikna ederken

Das Stipendium ermöglichte es mir, mein Studium fortzusetzen.

Burs çalışmalarıma devam etmemi mümkün kıldı.

Das Preisgeld ermöglichte es mir, eine Weltreise zu machen.

Ödül parası dünya gezisine gitmeme olanak sağladı.

Der Kaffee ermöglichte es mir, während des langweiligen Konzertes wach zu bleiben.

Sıkıcı bir konser sırasında, kahve benim uyanık kalmamı sağladı.

Das Steigen der Hauspreise ermöglichte ihm, sein Haus mit großem Gewinn zu verkaufen.

Ev fiyatlarındaki artış onun evini büyük bir kârla satmasına olanak sağladı.

Dies war eine flexiblere Formation, die es dem Bataillon ermöglichte, schnell vorzurücken, obwohl sie

Bu, birliklerin daha esnek ve hızlı ilerlemesini sağlardı.

Seine gute Gesundheit ermöglichte es ihm, bis zum Alter von 75 Jahren zu arbeiten.

İyi sağlığı onun yetmiş beş yaşına kadar çalışmasına olanak sağladı.

Lannes 'Verzögerungstaktik ermöglichte es Napoleon, die russische Armee mit dem Rücken zum Fluss zu fangen

Lannes'ın erteleme taktikleri, Napolyon'un Rus ordusunu sırtını nehre

Davouts meisterhafter Umgang mit seinen Truppen ermöglichte es dem Dritten Korps, den preußischen Angriff abzuwehren.

Davout'un birliklerini ustaca idare etmesi, Üçüncü Kolordu'nun Prusya saldırısını püskürtmesini sağladı.