Examples of using "Erlaubten" in a sentence and their turkish translations:
Ailem tek başıma gitmeme izin vermedi.
Ebeveynlerim erkeklerle dışarı çıkmama izin vermezdi.
Şartlar benim yurt dışına gitmeme izin vermedi.
Yüksek geliri ona bir refah ömür sağladı.