Examples of using "Einladen" in a sentence and their turkish translations:
Kimi davet ederdin?
Mary'yi de davet etmek istedin mi?
- Ben sizi tedavi edeceğim.
- Size ısmarlayacağım.
Kesinlikle Tom'u davet edeceğiz.
Başka insanları davet edebilirsin.
Biz kesinlikle Tom'u davet edeceğiz.
Partiye onu davet edecek misin?
Seni bir sohbete davet edebilir miyim?
İstediğini davet edebilirsin.
İstediğini davet edebilirsin.
Ben sizi akşam yemeğine davet edebilir miyim?
Akşam yemeğine davetlim olur musunuz?
Jane ve Ellen'ı davet edeceğiz.
Sizi öğle yemeğine davet edebilir miyim?
Sizi partiye davet etmek istiyorum.
Ben size bir içki ısmarlayabilir miyim?
- Kimi davet edeceğimi merak ediyorum.
- Kimi davet etsem acaba?
Partiye başka kimi davet etmek istiyorsun?
- Tom'u akşam yemeğine davet etmeliydim.
- Tom'u akşam yemeğine davet etseydim iyiydi.
- Gelmek isteyen herkesi davet edebilirsin.
- Her kim gelmek isterse davet edebilirsin.
Doğum günün için arkadaşları davet etmek istiyor musun?
Ben sizi akşam yemeğine davet edebilir miyim?
İçeri gelin, size kahve ikram edeyim.
Yakın zamanda Peter'ı Japonya'ya davet etmeyi istiyoruz.
Tom Mary'yi davet etmeliydi fakat etmedi.
Sanırım Tom'a gelmesini söylemeliydik.
Seni davet etmek istedim ama arkadaşın benden önce davrandı.
Tom bana seni partisine davet etmemi söyledi.
Akşam yemeği için bazı arkadaşları davet edelim.
Anne, karantinaya alınırsak, en azından yine de akşam yemeği partisi düzenleyebiliriz, değil mi?
Seni en sevdiğim kafeye davet etmek istiyorum. O, rahatlatıcı bir ortamı olan güzel bir yer.
Tom'a bir sürpriz ziyarette bulunalım! Saat on iki - belki kendimizi öğle yemeğine davet ettirebiliriz.