Examples of using "Drachen" in a sentence and their turkish translations:
Bir ejderha hayali bir yaratıktır.
- Ejderhalar hayali yaratıklardır.
- Ejderha mitolojik bir yaratıktır.
- Ejderler efsanevi yaratıklardır.
- Ejderha bir masal canavarıdır.
Tom uçurtma yaptı.
Ejderhalarım nerede?
Ejderhalar gerçek mi?
Uçurtmalar uçurmak tehlikeli olabilir.
Çocuklar uçurtma uçuruyorlardı.
Uçurtmalar uçuralım.
O bir uçurtma uçurdu.
Uçurtma uçurmaya gidelim.
Prens, ejderhayı öldürdü.
Tom bir uçurtma yaptı.
Tom ipi uçurtmaya bağladı.
Uçurtma ağaçta sıkıştı.
Bir uçurtma uçurmak tehlikeli olabilir.
Uçurtma ağaçta asılı kaldı.
Biri benim uçurtma ipimi kesti.
- Neden bir uçurtma uçurmaya gitmiyorsun?
- Yürü git işine.
- Çek arabanı.
- Senin başka işin yok mu?
Tom uçurtmaya ip taktı.
Bu bölge, Ejderhalar Diyarı olarak bilinir
O, oğluyla birlikte bir uçurtma uçurdu.
Yarın Devler ve Ejderhalar oynuyor.
O, ejderhayı öldürdü ve prensesi kurtardı.
Tom oğluyla bir uçurtma uçurdu.
Ejderhayı öldürmenin bir yolu var mı?
Arkeologlar çok eski zamanlardan kalma bir ejderhanın kemiklerini buldu.
Tom bir uçurtmayı nasıl uçuracağını Mary'ye öğretti.
Cesur şövalye, güzel prensesi kötü ejderhadan kurtardı.
En büyük korkularımız en derin hazinelerimizi koruyan ejderhalardır.
Sahaya gidelim ve uçurtma uçuralım, ne dersin?
Tom bana bir uçurtma satın aldı.
Ejderhalar hala var. Yani eğer efsanelere inanıyorsanız.
Prenses, ejderhanın beslenmesi için göle gönderildi.
Kendi destanı, bir İsveç kralının oğlu olduğunu ve bir ejderhayı öldürdüğünü söylüyor ...
Hangisini daha çok seversin, Devleri mi yoksa Ejderhaları mı?
Belki de hayatımızdaki tüm ejderhalar, sadece bir zamanlar güzel ve cesur görmeyi bekleyen prenseslerdir.