Examples of using "Bekomme" in a sentence and their turkish translations:
Nasıl bir tane alırım?
- Evimi özlüyorum.
- Ülkemi özlüyorum.
Ne alabilirim?
Bunlardan birini nasıl alırım?
Ben yarın MRT. gidiyorum.
Nefes alamıyorum.
Zam almayacağım.
Kelleşiyorum.
Bir ödül alır mıyım?
Acıkmaya başlıyorum.
Acıkmaya başlıyorum.
Bana yeterince para ödeniyor.
Bir yudum alabilir miyim?
İyi geceler öpücüğü alabilir miyim?
hâlâ çok güzel bir toz katmanına ulaşıyorum!
Bir aktör olarak, senaryolar alırım
Karşılığında ne alacağım?
Karşılığında ne alırım?
Sanırım başım ağrıyor.
Ben nadiren ziyaretçi alırım.
Ödülümü ne zaman alırım?
Patatesler bana gaz yapar.
Nereden bir harita alabilirim?
- Yine acıkıyorum.
- Tekrar acıkıyorum.
- Yeniden acıkıyorum.
- Ben yine acıkıyorum.
- Ben tekrar acıkıyorum.
- Ben yeniden acıkıyorum.
Bugünlerde az sayıda kişi beni ziyaret eder.
Saçım gittikçe grileşiyor.
Arkadaşlardan mektup almayı severim.
Ben grip olduğuma inanıyorum.
İstediğimi ne zaman alırım?
Her kış dudaklarım çatlar.
Her yıl soğuk algınlığına yakalanırım.
Arabamı ne zaman geri alıyorum?
Sık sık ondan mektup alırım.
Giysimi fermuarlatamıyorum.
Bu şarkı beni vatan hasreti çeken yapıyor.
Gök gürlediğinde korkarım.
İnsanlar bana bunu her zaman anlatıyor.
Tom'dan net bir cevap alamıyorum.
Geceleyin yeterince uyumuyorum.
- Bir günde iki yüz e-postadan daha fazlasını alıyorum.
- Günde iki yüzden fazla e-posta alıyorum.
Ben yumurta yediğim zaman kurdeşen olurum.
Ben her zaman matematikte bir A alırım.
Baharatlı yemek beni hıçkırtır.
Ben sık sık ondan bir mektup alırım.
Klostrofobim artmaya başlıyor.
Nakit ödersem bir indirim olur mu?
Bu eski televizyonu çalıştıramıyorum.
Onun son sözleri şunlardı: "Nefes alamıyorum."
Ne kadar çok alırsam o kadar çok isterim.
Bu soğuk hava benim tüylerimi ürpertiyor.
Herkesin hak ettiğini alacağı söylenir.
Bu kıymığı parmağımdan çıkaramıyorum.
Ben acıkıyorum.
Tom ona yeterince para ödenmediğini söyledi.
Eğer ailemi düşünürsem, vatan hasreti çekiyorum.
Bugün hiç e-posta almadım.
Su buradayken bunu denersem başım büyük belaya girer.
Bu daha iyi. Bacağımı çekiyorum.
İstediğim her şeyi alamayabilirim.
İşi almazsam, Tom'a söylerim.
- İstediklerimi elde ettim.
- Ben istediğimi alırım.
Sadece bütün bu düşünceleri kafamdan çıkaramıyorum.
Bulduğum her fırsatta suşi yerim.
Bu şarkıyı ne zaman dinlesem hüzünlenirim.
Nasıl geri öderim?
- Nerede harita alabilirim?
- Nereden bir harita satın alabilirim?
Süt karnımı ağrıtıyor.
- O kadar kolay korkmam.
- Kolay kolay korkmam.
Bana teşekkür etmeyecek misin?
Benim en büyük endişem, bir sonraki yemeğimin nereden geleceği hakkındadır.
- Bunu açamadım.
- Bunu açamıyorum.
Bu bavulu açtıramam.
Ne almamı istiyorsun?
Onun kim olduğunu bulacağım.
Bu düğümü çözemiyorum.
Kapağı açamıyorum.
Acıkmaya başladım, peki yiyecek yakalamamızın en iyi yolu nedir?
Onu yapamam.
- Bir Avrupa haritası edinmek için nereye gidebilirim?
- Bir Avrupa haritası almak için nereye gidebilirim?
Genellikle istediğimi elde ederim.
Korkmaya başlıyorum.
Onu aklımdan çıkaramıyorum.
"Çocuğum olursa ona Tatoeba adını vereceğim." "Bunun o kadar iyi bir fikir olduğunu düşünmüyorum."
Yalnızca burada yiyebileceğim bir şey yemek istiyorum.
Bu şişeyi açamıyorum.
Hava soğuk olduğunda eklemlerim ağrıyor.
Bunu daha önce bir yerde gördüğüm hissine kapılıyorum.
Onu kırmadan bu kutuyu açamam.
Ben gençken bir bisiklet için dua ederdim. Sonra Allah'ın bu şekilde çalışmadığını fark ettim. Bu yüzden bir bisiklet çaldım ve affetmesi için dua ettim.