Examples of using "Beigebracht" in a sentence and their turkish translations:
Onu bana sen öğrettin.
Sen bize çok şey öğrettin.
Nasıl piyano çalacağını sana kim öğretti?
Sana yazmayı kim öğretti?
Masa görgüsünü onlara kim öğretti?
Sen onu bize öğrettin.
Sen bana çok şey öğrettin.
Sana kim Fransızca öğretti?
Bunu nasıl yapacağımı bana öğreten Tom'du.
Tom bana Fransızca öğretti.
Onu bana sen öğrettin.
Tom bana onu öğretti.
Tom Mary'ye piyanonun nasıl çalındığını öğretti.
Tom bize Fransızca öğretmektedir.
Bana bir ziyaretçi olmamayı,
- Nasıl dans edeceğini sana kin söyledi.
- Sana dans etmeyi kim öğretti?
O, bana nasıl yüzeceğimi öğretti.
Ona nasıl yüzeceğini öğrettim.
Marika bana biraz Fince öğretti.
Onlar onu sana nerede öğretti?
Onu nasıl yapacağımı annem bana öğretti.
Baban sana ne öğretti?
Asla birine bir şey öğretmedim.
Tom bana biraz Fransızca öğretti.
Tom kendi kendine Fransızca öğrendi.
Tom bana sörf yapmayı öğretti.
Bana çok şey öğrettin.
Tom bana birçok yararlı şey öğretti.
Tom bana bisiklet sürmeyi öğretti.
Nasıl araba süreceğini Tom'a kim öğretti?
Tom kendine bunu nasıl yapacağını öğretti.
Tom'un çocuklarına Fransızca öğrettim.
Sana ne öğrettiğimi hatırlıyor musun?
Nasıl İngilizce konuşacağını ona kim öğretti?
Bunu bize çocukluğumuzda öğretmişlerdi.
Tom'a Fransızca konuşmayı kim öğretti?
Nasıl gitar çalınacağını kendim öğrettim.
Annem bana nasıl yemek pişirileceğini öğretti.
Tom Mary'ye çok miktarda faydalı Fransızca öğretti.
Babam bana bisiklet sürmeyi öğretti.
Bana farklı bir şey öğretildi.
Tom'a okumayı öğreten kişi bendim.
Size okulda hiçbir şey öğretmediler mi?
Bildiğim her şeyi bana Tom öğretti.
Tom bana birkaç şey öğretti.
Bildiğim her şeyi o bana öğretti.
Bildiğim her şeyi o bana öğretti.
Annem bana nasıl çamaşır yıkanacağını hiç öğretmedi.
Tom Mary'ye nasıl şarkı yazacağını öğretti.
Onun bildiği her şeyi ona ben öğrettim.
O, ona bildiği her şeyi öğretti.
Tom Mary'ye ekmek pişirmeyi öğretti.
Ona iyi öğrettin.
çünkü ona "iyi eş materyali"ne sahip olmak için Nijerya'da
Annem bana miso çorbasının nasıl yapılacağını öğretti.
Annen sana teşekkürler demeyi öğretmedi mi?
Marika size birkaç Japonca kelime öğretti mi?
Bana küfür etmeyi öğreten Tom'du.
Tom çemberin içinden atlaması için köpeğini eğitti.
Annem bana parayı boşa harcamamamı öğretti.
Kelimeyi nasıl heceleyeceğimi öğretti.
Tom sana nasıl kayak yapılacağını öğreten kişi miydi?
Sana nasıl dans edeceğini öğreten kişi Tom muydu?
Bu sana su kayağı yapmayı öğrettiğim yer değil mi?
Tom bana çok şey öğretti.
Köpeğimi ıslık çaldığımda gelecek şekilde eğittim.
- Tom alaylı bir sanatçı.
- Tom kendi kendini yetiştirmiş bir ressam.
Fransızcayı kimden öğrendin?
O, bana yüzmeyi öğretti.
Bildiğim şeylerin çoğunu o bana öğretti.
Sabahleyin gazeteyi bana getirmesi için köpeğimi eğittim.
Tom gerçekten bana çok şeyler öğretti.
Sen onu çağırdığında gelmesi için köpeğini nasıl eğittin?
Tom bana okumayı öğretti.
Tom Mary'ye araba sürmeyi öğretti.
Tom okulların çocuklara otoriteye itaat etmeyi öğretmeleri gerektiğini düşünüyor.
Bana bu makinenin nasıl kullanılacağını öğreten Bay Smith idi.
Annem bana işaret etmenin nazik olmadığını öğretti.
Tom ve Meryem çocuklarına, bir konuşmayı bölmek isterlerse "affedersiniz" demeyi öğretti.
Ona rahibeler tarafından İngilizce öğretildi.
O, bana yüzmeyi öğretti.
Birine hiç Fransızca öğrettin mi?
Ona öğretilmeyen şeyi bilmediği için onu suçlayamazsınız.
Araştırmacılar bir video oyunu oynamak için maymunları eğitti.
Onu nasıl yapacağını sana kim öğretti?
Ana dili İngilizce olmayan bir İngilizce öğretmeni tarafından ona İngilizce dersi verildi.