Examples of using "Aushalten" in a sentence and their turkish translations:
Ona nasıl dayanabiliyorsun?
Sigara içmeden duramaz.
Ben bu acıya artık dayanamıyorum.
Bu ısıya nasıl katlanabiliyorsun?
- Tom ağrıya dayanamadı.
- Tom acıya dayanamıyordu.
Bu gürültüye katlanamam.
Nagoya'daki yaz sıcağına dayanabilir misin?
Artık göğüs ağrısı ile başa çıkamıyorum.
Böyle bir küçük düşürmeye nasıl katlanabilirsin?
Bu sıcak havaya daha fazla katlanamıyorum.
Tom'un ne kadar dayanabileceği şaşırtıcı.
Gürültüye dayanabiliyor musun?
Bazen daha fazla dayanamayacağımı düşünüyorum.
Ben bu acıya artık dayanamıyorum.
Ona katlanamadım.
Buna zorlukla katlanabiliyorum.
Tom buna katlanamadı.
Tom buna katlanamaz.
Eğer onu yaparsan sonuçlarıyla yüzleşmen gerek.
Hayvanların kızdırıldığını görmeye dayanamıyorum.
Ona daha fazla katlanamam.
Bu gürültüye katlanamam.
Ben artık buna dayanamıyorum.
Buna daha fazla katlanamadım.
Artık burada buna katlanamıyorum. Bir manzara değişikliğine ihtiyacım var.
O artık buna katlanamaz.
- Gürültüye dayanamam.
- Gürültüye katlanamam.
İnsan açlıkla baş edebiliyor ama susuzluğa dayanmak mümkün değil, bağırsakların ağrımaya başlıyor, dayanamıyorsun.
Acıya daha fazla katlanamam.
Artık acıya katlanamıyorum.
O gürültüye daha fazla dayanamadım.
Bu sıcakta uzun süre dayanamayız.
Tom artık ona dayanamadı.
Bazen sessiz bir emekli hayatı yaşayabilmeyi düşünüyorum fakat buna birkaç günden daha fazla dayanabileceğimden şüpheliyim.