Translation of "Aufzubleiben" in Turkish

0.003 sec.

Examples of using "Aufzubleiben" in a sentence and their turkish translations:

John ist gewohnt bis Mitternacht aufzubleiben.

John gece yarısına kadar yatmamaya alışık.

Mein Neffe war daran gewöhnt, lange aufzubleiben.

Yeğenim geç saatlere kadar oturmaya alışkındı.

Ich bin es gewohnt, bis spätnachts aufzubleiben.

Gece geç saatlere kadar uyanık kalmaya alışkınım.

Ich bin es nicht gewohnt, lange aufzubleiben.

Gece geç saatlere kadar kalma alışkanlığım yok.

Sie ist daran gewöhnt, nachts lange aufzubleiben.

O, geç saatlere kadar yatmamaya alışkındır.

Er hat die Angewohnheit, bis spät nachts aufzubleiben.

O gece geç saatlere kadar ayakta kalma alışkanlığındadır.

Sie ist es gewohnt, die ganze Nacht aufzubleiben.

O,tüm gece boyunca ayakta kalmaya alışık.

Du hast doch nicht vor, die ganze Nacht aufzubleiben?

- Bütün gece ayakta kalmayı planlamıyorsun, değil mi?
- Bütün gece yatmamayı planlamıyorsun, değil mi?

Tom hat die Gewohnheit, bis spät in die Nacht aufzubleiben.

Tom gece geç saatlere kadar ayakta kalma alışkanlığında.

Ich bin es nicht gewohnt, bis spät in die Nacht aufzubleiben.

- Gece geç saatlere kadar kalmaya alışkın değilim.
- Gece geç saatlere kadar uyanık kalmaya alışkın değilim.

Bis spät in die Nacht aufzubleiben ist sehr schlecht für die Haut.

Gece geç saatlere kadar yatmamak cildin için çok kötüdür.

- John ist gewohnt bis Mitternacht aufzubleiben.
- John hat die Angewohnheit bis tief in die Nacht wachzubleiben.

John gece yarısına kadar yatmamaya alışık.