Examples of using "Ans" in a sentence and their turkish translations:
- Telefona cevap ver.
- Telefonu cevapla.
Telefona cevap ver lütfen.
Lütfen telefona yanıt ver.
Hiç kimse telefonu yanıtlamadı.
Tom, kapıya yürüdü.
Tom resim tahtasına geri gitti.
- Sadece para kazanmayı düşünüyor.
- Para kazanmaktan başka bir şey düşünmez.
Betty dün denize gitti.
Para kazanmaktan başka bir şey düşünmez.
O, dağ tırmanıcılığına alışkındır.
Onlar ateşin yanında oturdular.
Telefonu yanıtlamak zorundayım.
- Araba sürmesine izin verme.
- Araba sürmesine izin vermeyin.
Yasaya uydum.
Sadece yemek yemeyi düşünüyorsun.
Tom sabah kahvaltısını yemeye başladı.
Tom paketlemeye başladı.
Tom çağrılarımıza cevap vermedi.
Tom telefonuna cevap vermiyor.
Tom ateşin yanında oturdu.
Onu telefonda aradım.
Tom telefona cevap vermek zorunda kaldı.
Tom, Mary'yi telefona çağırdı.
En başa geri dönmemiz gerekiyor.
Tom öğle yemeği yemeye başladı.
Gerçek açığa çıkar.
Her şey sonunda açığa çıkar.
Sami sahile geri yüzdü.
Tom sadece para hakkında düşünüyor.
Para kazanmaktan başka bir şey düşünmez.
Telefonuna neden cevap vermedin?
Üşüyorsan ateşe yaklaş.
Hızlıca kıyıya çıkmalıyım.
Gerçek açığa çıkarıldı.
O, denize bir atla gitti.
Ona telefonla ulaşamadım.
O, şimdi yatağa mahkûm.
Onun telefona cevap vermesine izin verme.
O da telefona cevap vermiyor.
Ateşe çok yaklaşma.
Ateşe yaklaşma.
Fazla mesai yapmaya alıştım.
Dosya bakanlığa gönderildi.
Tom Mary'nin araba kullanmasına izin vermeyecek.
Seninle sahile gitmek istiyorum.
Telefonu al ve doktoru ara.
Burnun arka tarafına gireceğiz.
Yavaş ve istikrarlı yarışı kazanır.
Bu tür sırlar her zaman sonunda ortaya çıkar.
- Senin arabanı sürmesine izin verme.
- Arabanızı sürmesine izin vermeyin.
Giderken benim sürmem gerekiyor mu?
Tom pencereye gitti ve dışarı baktı.
Arkadaşlar arkadaşlara sarhoş araba sürmelerine izin vermez.
Ayağa kalktı ve pencereye doğru yürüdü.
Tom Mary'den telefona cevap vermesini rica etti.
Tom ayağa kalktı ve pencereye doğru yürüdü.
Tom balonu Mary'nin bileğine bağladı.
Tom masasını pencerenin yakınına taşıdı.
Tom araba kullanmana izin vermeyecektir.
Tom telefonu kulağına koydu.
Adam onun raporunu okumada hiç zaman kaybetmedi.
Hedefe ulaşmak için bir dolambaçlı yoldan gidin!
Caddenin sonuna kadar dümdüz git.
Ölene dek mutlu yaşadılar.
Bazı insanların araba sürmesine izin verilmemeli.
Gerçeğin ortaya çıkacağını umuyoruz.
O yüzmek için denize gitti.
Tom üç ay boyunca bir yatağa mahkûm edildi.
Tom şimdi telefona gelemez.
Kollarını sıva ve işe koyul.
Telefona cevap vermek için işine ara verdi.
Tom'un tek düşünebileceği uyumaktır.
Tom'un tek düşünebileceği yiyecektir.
O, öğle yemeğinden sonra okumayı sürdürdü.
Bir bilgisayarı internete bağlamak roket bilimi değildir.
Er ya da geç, gerçek ortaya çıkacak.
O, denize gitmek istedi.
Tom çiti boyarken gömleğine boya bulaştırdı.
O, zil çaldığını duyar duymaz telefona cevap verdi.
Denize gitmek için hava hâlâ soğuk.
Hızlıca kıyıya çıkmalıyım. Macera daha yeni başlıyor.
Haydi iş başına.
Eğer üşüyorsan buraya gel ve ateşin yanına otur.
Ben fakirleri sevmem, onlar sadece para düşünür.
Tom, kahvaltısını yatağa getirerek Mary'yi şaşırttı.
Tom, senin Mary'nin araba kullanmasına izin vermeyeceğini umuyor.
- Küçüklüğümden beri, ailemle birlikte denize gitmeyi severim.
- Küçüklüğümden beri ailemle birlikte denize gitmeyi sevdim.
Tom en üst rafa ulaşmak için bir sandalyeye çıktı.