Translation of "überlebte" in Turkish

0.003 sec.

Examples of using "überlebte" in a sentence and their turkish translations:

Sami überlebte.

Sami hayatta kaldı.

Niemand überlebte den Flugzeugabsturz.

Uçak kazasında kurtulan olmadı.

Tom überlebte den Autounfall.

Tom araba kazasında hayatta kaldı.

Sami überlebte diese Nacht.

Sami o gece hayatta kaldı.

- Alle Passagiere starben, er aber überlebte.
- Alle Fluggäste starben, er aber überlebte.

Bütün yolcular öldü ama o hayatta kaldı.

Praktisch keiner der Norweger überlebte.

Neredeyse hiçbir Norveçli hayatta kalamadı.

- Ich habe überlebt.
- Ich überlebte.

Ben hayatta kaldım.

- Wer überlebte?
- Wer hat überlebt?

Kim hayatta kaldı?

- Tom überlebte.
- Tom hat überlebt.

Tom hayatta kaldı.

Wie durch ein Wunder überlebte er.

Mucize eseri olarak hayatta kaldı.

Seine Umstände waren düster, aber er überlebte.

Durumu umutsuzdu ama hayatta kaldı.

Der viele Jahre in einem Nazi-Konzentrationslager überlebte.

uzun yıllar hayatta kalmayı başaran bir nörolog ve psikiyatrist.

Er sorgte dafür, dass er bis heute überlebte

bugüne kadar ayakta kalmasını o bakımlar sağladı

Er war der Einzige, der das Feuer überlebte.

O yangından hayatta kalan tek kişiydi.

Der Kater wurde nicht lebendig begraben. Er überlebte.

Kedi canlı gömülmedi. Kurtuldu.

Tom war der Einzige, der das Feuer überlebte.

Tom yangından sağ kurulan tek kişiydi.

Nur ein Mann überlebte - Vöggr, der schwächste Mann in Hrolfs Hof.

Sadece bir kişi hayatta kaldı - Vöggr, Hrolf'un sarayındaki en zayıf adam.

Sie hätte bei dem Unfall eigentlich umkommen müssen, aber sie überlebte.

Kazada ölmesi gerekiyordu ama hayatta kaldı.

- Nur eine Person überlebte den Unfall.
- Nur eine Person hat den Unfall überlebt.

Sadece bir kişi kazadan sağ kurtuldu.

Aber sein blinder Glaube an den Kaiser überlebte Russland nicht ... von nun an würde er

Ancak İmparator'a olan körü körüne inancı Rusya'dan sağ çıkamadı ... bundan sonra