Examples of using "Trouva" in a sentence and their turkish translations:
Tom, Mary'yi buldu.
O, kapıyı kapalı buldu.
O, kapıyı kilitli buldu.
Mary onu çekici buldu.
O, yaralı bir adam buldu.
Kız ölü bir adam buldu
O onu buldu.
O onu buldu.
Onun bulduğu kutu boştu.
Beni bulan kişi Tom'du.
O, bebeğini hâlâ uykuda buldu.
Sorunu çözmeyi zor buldu.
Tom nefes almayı çok zor buldu.
Geç kaldığı için özür diledi.
O onu çok çekici buldu.
Birkaç gün sonra, Tom başka bir iş buldu.
Deneme yanılma yoluyla doğru cevabı buldu.
O, ölüm döşeğinde dinine kavuştu.
Alex arkadaşının sözleriyle teselli buldu.
Tom sorunu buldu.
- O bana bir taksi buldu.
- Bana bir taksi buldu.
Sabaj 02:00 de o nihayet çözümü buldu.
Gizemli bir şekilde öldürülmüş olarak bulundu.
Hiç kimse onun eylemlerini eleştirmek için herhangi bir neden bulmadı.
O, kırık eski bir sandalye buldu ve piyanoda oturdu.
Polis köpeği onun çantasındaki kokainin izini buldu.
Tom eski bir harita buldu.
bazı teatral hareketlerinden çok etkilenmiştim
O, kutuyu kaldırmaya çalıştı fakat bunu yapmayı imkansız buldu.
Suchet, birliklerinin yetersiz tedarik edildiğini, disiplinsiz olduğunu ve morallerinin düşük olduğunu gördü.
O, onu girişin yanında dururken buldu.
Tom evde kimseyi bulamadı.
O, masanın altındaki kutuyu buldu.
O gizemli bir şekilde öldürülmüş bulundu.
Kendine geldiğinde, kendini küçük penceresiz bir hücrede buldu.
Çamaşır yıkarken oğlunun pantolonunun arka cebinde bir prezervatif buldu.
Ceset nerede bulundu?
Tom Mary'nin bodrumda aradığı şapkayı buldu.
O ona bir fıkra anlattı fakat o komik olduğunu düşünmedi.