Examples of using "Renoncer" in a sentence and their turkish translations:
Teslim olmak zorundaydım.
Sigarayı bırakmak kolay, seni bırakmak çok zor.
İstifa etmek zorunda kaldım.
Ama artık pes etmek yoktu.
- Hayalinden vazgeçmek zorunda kaldı.
- Hayalinden vazgeçmek zorundaydı.
- Hayalinden umudunu kesmek zorundaydı.
Sen vazgeçmemi istemiyorsun, değil mi?
Bu fikirden tamamen vazgeçmelisin.
sence de bundan vazgeçmenin zamanı gelmedi mi?"
Yemeklerden sonra kahvesiz yapamam.
Tedbirden vazgeçmeden, korkmadan ama hafife de almadan
Ben vazgeçemem.
sahip olduğum güçten veya gelirden vazgeçmek istemememdi.
Evlilik öncesi bekâretimden feragat etmektense ölmeyi tercih ederim.
Tom, jüride yargılanma hakkından feragat etmek istemiyor.
Hayallerinden vazgeçemezsin.
O kadar şiddetli yağmur yağıyordu ki gidişimizi ertelemek zorunda kaldık.