Examples of using "Rempli" in a sentence and their turkish translations:
- Midem dolu.
- Karnım tok.
Kovayı su ile doldurdum.
Boş yere doldurdunuz
ben kendi payımı yedim.
Gökyüzü tamamen yıldızlarla doluydu.
- Kova su ile dolu.
- Kova su dolu.
Ben her zaman görevlerimi yerine getirdim.
Vazoyu suyla doldurdum.
Ama yeminini yerine getirdi.
Sepet çileklerle doluydu.
Kalbim üzüntü ile doluydu.
Kalbim mutlulukla doluydu.
Bu vazoyu suyla doldurdu.
- Midem dolu.
- Karnım tok.
Tom görevini yaptığını hissetti.
Bu kutu elmalarla doludur.
çekirdeğin etrafı ise akışkan magma ile dolu
O, bardağı şarapla doldurdu.
Onun çilek dolu bir sepeti var.
O, çantasını elma ile doldurdu.
Sürahiyi ağzına kadar doldurdum.
Tom şişeyi soğuk su ile doldurdu.
Tom başvuru dilekçesini benim için doldurdu.
Dükkânı sürekli müşteri kaynıyor.
Bahçe güzel çiçeklerle doluydu.
Tom bardağını soğuk suyla doldurdu.
bana uzun süren hoşnutluk hissettiriyordu.
Güve, hiç değilse amacını gerçekleştirdi.
Onun çiçek dolu büyük bir sepeti var.
Benim dairem hiç kullanmadığım eşyalarla doludur.
Hatalarla dolu uyduruk biçimde yazılmış bir raporu karalama.
Yeteneğim dahilinde işi en iyi şekilde yaptım.
Tom formu doldurdu.
Gökyüzü yıldızla doluydu.
- Bu yer hırsızlarla ve katillerle dolu.
- Burası hırsızlarla ve katillerle dolu.
Gökyüzü yıldızlarla dolu.
Onun aklı bir aktris olma hayalleri ile doludur.
Balon havayla doluydu.
Aynı yıl, başka bir arkadaşım o formu doldurdu
O, vazoyu suyla doldurdu.
Tom sol elinde şarapla dolu bir bardak tutuyordu.
Tom Mary'nin şarap bardağını ağzına kadar doldurdu.
Çocuklar odayı doldurdu.
Tom'un garajı hiç kullanmadığı şeylerle doludur.
Bu makale gramer hataları ve yazım hataları ile doludur.
bağışıklık sistemi hücre ve proteinlerden küçük bir çevre oluşturacak
Japonya güzel şehirlerle doludur. Örneğin, Kyoto ve Nara.
Her başarılı yazarın ret mektuplarıyla dolu bir çekmecesi vardır.
Onun iyileştiğini duyduğumda kalbim minnetle doluydu.
Onun elma dolu bir sepeti vardı.
O şişeyi su ile doldurdu.
Oyun belirsizlikle doluydu.
Benim hoverkraft yılanbalıklarıyla dolu ve klavyeme yapışmış bir parça sakız var.
Sepet elmalarla doluydu.