Examples of using "Rejettent" in a sentence and their turkish translations:
Plankton ve mikroorganizmalar atmosfere oksijen bırakıyorlar,
Sıcaklık ne kadar artarsa ağaçlar atmosfere o kadar su salıyor.
Modern tıptan kaçınanların olması ölü sayısını artırıyor.
Kanada'da bankalar, müşterilerinin parası hackerlar tarafından çalındığında sorumluluk üstlenmiyor.