Translation of "Canada" in Turkish

0.010 sec.

Examples of using "Canada" in a sentence and their turkish translations:

- Il est revenu du Canada.
- Il est retourné du Canada.

O, Kanada'dan döndü.

Le Canada est fantastique !

Kanada harika!

Nous sommes du Canada.

Biz Kanadalıyız.

De la Russie au Canada.

Rusya'dan tutun Kanada'ya kadar.

L'anglais est parlé au Canada.

Kanada'da İngilizce konuşulur.

Je suis allé au Canada.

Kanada'ya gittim.

Je m'amuse bien au Canada.

Kanada'da muhteşem zaman geçiriyorum.

Il est revenu du Canada.

O, Kanada'dan döndü.

Tom a grandi au Canada.

Tom Kanada'da büyüdü.

- Il a dit : « Je suis du Canada. »
- Il a dit : « Je viens du Canada. »

- O "Ben Kanada'dan geldim" dedi.
- "Kanadalıyım" dedi.

- De quelle partie du Canada es-tu ?
- De quelle partie du Canada êtes-vous ?

Kanada'nın hangi kısmındansın?

- Ils parlent français et anglais au Canada.
- On parle français et anglais au Canada.

Onlar Kanada'da İngilizce ve Fransızca konuşurlar.

Comme je vis près du Canada, je préfèrerais apprendre le français parlé au Canada.

Kanada'ya yakın yaşadığım için, Kanada'da konuşulan Fransızca türünü öğrenmeyi tercih ediyorum.

Ils se sont établis au Canada.

Onlar Kanada'ya yerleştiler.

À ce moment j'étais au Canada.

O zaman ben Kanada'da idim.

Nous sommes allés skier au Canada.

Biz Kanada'da kayak yapmaya gittik.

Ma copine est partie au Canada.

Kız arkadaşım Kanada'ya gitti.

J'espère aller au Canada l'an prochain.

Gelecek yıl Kanada'ya gitmeyi umuyorum.

Le Canada a un climat froid.

- Kanada soğuk bir iklime sahiptir.
- Kanada'nın soğuk bir iklimi vardır.

Monsieur White est allé au Canada.

Bay White Kanada'ya gitti.

Ottawa est la capitale du Canada.

- Ottawa, Kanada'nın başkentidir.
- Ottawa, Kanada'nın başşehridir.

J'étais au Canada à cette époque.

O zaman Kanada'daydım.

Je pars pour le Canada demain.

Yarın Kanada'ya hareket ediyorum.

Le Canada est un grand pays.

Kanada geniş bir ülkedir.

- Le français et l'anglais sont parlés au Canada.
- Au Canada, on parle anglais et français.

Kanada'da İngilizce ve Fransızca konuşulur.

- Les États-Unis bordent le Canada.
- Les États-Unis partagent une frontière avec le Canada.

- Amerika Birleşik Devletleri, Kanada ile komşudur.
- ABD, Kanada ile komşudur.

- En 1497, Jean Cabot a exploré le Canada.
- En 1497, Zuan Caboto a exploré le Canada.

1497 de, John Cabot Kanada'yı araştırdı.

J'ai été au Canada quand j'étais jeune.

Çocukken Kanada'ya gittim.

En ce moment il est au Canada.

Şu anda o hâlâ Kanada'da.

Le Japon commerce beaucoup avec le Canada.

Japonya'nın Kanada ile çok ticareti var.

Ils l'ont aidé à atteindre le Canada.

Ona Kanada'ya ulaşması için yardım ettiler.

Nous savons qu'elle est née au Canada.

Onun Kanada'da doğduğunu biliyoruz.

Il est parti pour le Canada hier.

O dün Kanada için yola çıktı.

Je voudrais expédier ce paquet au Canada.

Bu paketi Kanada'ya postalamak istiyorum.

Je corresponds avec plusieurs amis au Canada.

Kanada'daki birçok arkadaşımla mektuplaşırım.

Le Canada comporte treize provinces et territoires.

Kanada'nın on üç tane il ve bölgesi vardır.

Il a dit : « Je suis du Canada. »

O "Ben Kanada'dan geldim" dedi.

Je veux voir mes amis au Canada.

Kanada'daki arkadaşlarımı görmek istiyorum.

Je ne vais pas émigrer au Canada.

Kanada'ya göç etmeyeceğim.

Je pense aller au Canada l'an prochain.

Gelecek yıl Kanada'ya gitmeyi düşünüyorum.

De quelle partie du Canada viens-tu ?

Kanada'nın hangi bölümüne gittin?

Beaucoup de nos clients sont du Canada.

- Müşterilerimizin çoğu Kanadalıdır.
- Müşterilerimizin birçoğu Kanada'dandır.

Le Canada produit du blé de qualité.

Kanada iyi buğday üretir.

Le Canada compte environ 26 millions d'habitants.

Kanada'nın nüfusu yaklaşık 26 milyondur.

- Une lune de miel au Canada coûte beaucoup d'argent.
- Au Canada, les lunes de miel sont dispendieuses.

- Kanada'da bir balayı çok paraya mal olur.
- Kanada'da balayı yapmak pahalıdır.

- Le Japon n'est pas aussi grand que le Canada.
- Le Japon n'est pas si grand que le Canada.

Japonya Kanada kadar büyük değildir.

Dans l'ensemble, le Canada a un rude climat.

Genel olarak Kanada'nın sert bir iklimi vardır.

Le Japon est plus petit que le Canada.

Japonya Kanada'dan daha küçüktür.

Je suis allé skier au Canada l'hiver dernier.

Geçen kış kayak yapmak için Kanada'ya gittim.

J'ai visité le Canada il y a longtemps.

Uzun süre önce Kanada'yı ziyaret ettim.

- Joyeuse fête du Canada !
- Bonne fête du Canada !

Mutlu Kanada Günü!

L'hiver dernier je suis allé skier au Canada.

Geçen kış, Kanada'ya kayağa gittim.

Ça fait 5 ans que j'habite au Canada.

Beş yıldır Kanada'da yaşıyorum.

En 1497, Zuan Caboto a exploré le Canada.

Zuan Caboto 1497 yılında Kanada'yı buldu.

L'étudiant qui parle à John vient du Canada.

John ile konuşan öğrenci Kanadalıdır.

Kevin a laissé tomber l'idée d'aller au Canada.

Kevin Kanada'ya gitme fikrinden vazgeçti.

Le Canada est plus grand que le Japon.

Kanada, Japonya'dan daha büyüktür.

Le Canada est au nord des États-Unis.

Kanada Amerika Birleşik Devletlerinin kuzeyindedir.

Le français et l'anglais sont parlés au Canada.

Kanada'da hem Fransızca hem de İngilizce konuşulur.

Certaines régions du Canada sont très peu peuplées.

Bazı Kanada topraklarında neredeyse hiç insan yoktur.

J'ai déménagé au Canada avec mon mari en 2013

2013'te eşimle Kanada'ya taşındık.

Patty a fini d'écrire à ses amis au Canada.

Patty Kanada'da arkadaşlarına yazmayı bitirdi.

Le Japon fait beaucoup de commerce avec le Canada.

Japonya Kanada ile çok ticaret yapar.

J'ai voyagé à travers le Canada en avril dernier.

Geçen nisan ayında Kanada genelinde bir gezi yaptım.

Je connais un professeur d'anglais qui vient du Canada.

Kanadalı olan bir İngilizce öğretmeni tanıyorum.

Il est sur le point de partir au Canada.

O, Kanada'ya gitmek üzere.

Le Japon n'est pas aussi grand que le Canada.

Japonya Kanada kadar büyük değildir.

Le Canada est un endroit super pour le tourisme.

Kanada gezi için harika bir yer.

Le français est parlé dans une portion du Canada.

Fransızca Kanada'nın bir bölümünde konuşulur.

Les relations avec le Canada demeuraient justes et paisibles.

Kanada ile ilişkiler doğru ve iyi kaldı.

Elle est partie du Canada pour venir me voir.

O beni görmek için Kanada'dan geldi.

Le taux de criminalité est en baisse au Canada.

Kanada'da suç oranı düşüyor.

Ça fait presque 5 ans que je vis au Canada.

Neredeyse beş yıldır Kanada'da yaşıyorum.

Le Canada se trouve sur la partie nord de l'Amérique.

Kanada, Amerika'nın kuzey tarafındadır.

J'ai rencontré deux étrangers, un du Canada, un autre d'Angleterre.

İki yabancıyla tanıştım: bir Kanadalı ve bir Britanyalı.

En Allemagne, au Royaume-Uni, en France et au Canada additionnés.

ve Kanada'nın nüfusları toplamından daha büyük.

J'ai rencontré deux étrangers l'un venait du Canada et l'autre d'Angleterre.

İki yabancı ile tanıştım, biri Kanadalı idi ve diğeri İngiltereli.

Cela fait dix ans que mon oncle est allé au Canada.

- Amcam Kanada'ya gittiğinden beri on yıl oldu.
- Amcam Kanada'ya gittiğinden bu yana on yıl geçti.

J'ai dit à mon fils au Canada de m'écrire plus souvent.

Kanada'daki oğluma bana daha çok mektup yazmasını söyledim.

Le climat du Canada est plus froid que celui du Japon.

Kanada'nın iklimi Japonya'nınkinden daha soğuktur.

Au Canada, nous dormons dans des lits, pas sur le plancher.

Kanada'da zeminde değil yatakta uyuyoruz.

- Le Canada et le Mexique sont situés le long des frontières des États-Unis.
- Le Canada et le Mexique sont situés le long des frontières américaines.

Hem Kanada hem de Meksika Amerika Birleşik Devletleri ile bir sınır paylaşıyor.

Avant de partir au Canada, Dan m'a laissé cette cravate comme souvenir.

Dan Kanada'ya gitmeden önce bu kravatı bana hatıra bıraktı.

Elle ne peut être dans cet hôtel puisqu'elle est retournée au Canada.

O bu otelde kalamıyor, çünkü o, Kanada'ya geri gitti.

La superficie du Canada est plus grande que celle des États-Unis.

Kanada'nın alanı Amerika birleşik Devletleri'nkinden daha büyüktür.

Au Canada, il est interdit de couper des arbres à plusieurs endroits.

Kanada'da ağaç kesmenin yasa dışı olduğu bir sürü alan vardır.

- Canada est un bon endroit pour un premier séjour à l'étranger.
- Le Canada est un bon endroit où aller si c'est votre première expérience de vie à l'étranger.

Eğer yurt dışında ilk yaşama deneyiminse, Kanada gidilecek iyi bir yerdir.

Le texte de l'hymne national du Canada a d'abord été écrit en français.

Kanada milli marşının metni önce Fransızca olarak yazıldı.

Le Canada et le Mexique sont situés le long des frontières des États-Unis.

Hem Kanada hem de Meksika Amerika Birleşik Devletleriyle sınır komşusudur.

Au Canada, il est interdit aux moins de vingt ans de boire de l'alcool.

Kanada'da, 20 yaşına kadar içki içmenize izin verilmez.

Vous savez que ces deux nations sont en guerre pour quelques arpents de neige vers le Canada, et qu'elles dépensent pour cette belle guerre beaucoup plus que tout le Canada ne vaut.

Kanada civarında bir yerde birkaç dönüm karla ilgili iki ulusun savaşta olduğunu ve bu güzel savaşa tüm Kanada'nın değdiğinden daha çok para harcadıklarını bilirsiniz.

Soixante- quinze pour cent, puis l'Iran et le Canada d'environ un sur soixante et onze

izliyor. Yüzde yetmiş beş , ardından İran ve Kanada yüzde yetmiş bir