Translation of "Réticence" in Turkish

0.002 sec.

Examples of using "Réticence" in a sentence and their turkish translations:

Je ne comprends pas sa réticence à y aller.

Onun gitme isteksizliğini anlamıyorum.

Expliquer la réticence ultérieure de Soult à diriger depuis le front.

Soult'un daha sonra cepheden liderlik yapma konusundaki isteksizliğini açıklayabilir.

Tom ne comprenait pas la réticence de Mary à sortir avec son frère.

Tom onun erkek kardeşiyle çıkması için Mary'nin isteksizliğini anlamıyor.

Qui ont vu des étincelles de brillance, mais aussi des occasions manquées, une avarice choquante et une réticence

Parlaklık kıvılcımlarının görüldüğü, ancak aynı zamanda şansların kaçırıldığı, şok edici açgözlülüğün ve

La plupart des gens ont une grande réticence à sortir de leurs lits tôt, même s'ils le doivent.

İnsanların çoğu bunu yapmak zorunda olsalar bile yataktan erken kalkma konusunda çok isteksizdirler.