Examples of using "Réticence" in a sentence and their turkish translations:
Onun gitme isteksizliğini anlamıyorum.
Soult'un daha sonra cepheden liderlik yapma konusundaki isteksizliğini açıklayabilir.
Tom onun erkek kardeşiyle çıkması için Mary'nin isteksizliğini anlamıyor.
Parlaklık kıvılcımlarının görüldüğü, ancak aynı zamanda şansların kaçırıldığı, şok edici açgözlülüğün ve
İnsanların çoğu bunu yapmak zorunda olsalar bile yataktan erken kalkma konusunda çok isteksizdirler.