Examples of using "Répond" in a sentence and their turkish translations:
Kimse cevap vermiyor.
- Tom yanıt vermiyor.
- Tom cevap vermiyor.
Tom telefonu yanıtlıyor.
Köpek Blackie adına cevap veriyor.
Tom'un bilgisayarı cevap vermiyor.
O neden artık bana cevap vermiyor?
Benim düşüncem ise CEO’lar tüketicilere karşı sorumlu olmalı.
Telefon çalıyor ama hiç kimse yanıtlamıyor.
İlk cevap vereni göreceğiz.
Bu,sorumu cevaplamıyor.
Jack mektuplarıma cevap vermeyecektir.
Mary öğretmenin sorusunu cevaplıyor.
Babam ise ''Bu bizim tatil evimiz.'' diyordu.
Bu gerçekten soruya cevap vermiyor.
O da telefona cevap vermiyor.
Bu teklif şartlarımızı karşılamıyor.
Patronunun arkasından konuşulmayacağını bilecek kadar akıllı olmalısın.
Öğretmen sorduğumuz her soruyu cevaplar.
Ama babam ''Hayır, bunu tatil evimiz yapacağız'' diyordu.
Bu vahşi ortamla temas hâlindesin ve seninle konuşuyor.
bizi nasıl barındırdığı ya da barındırmadığı ile ilişkili.
Bir filozof sorumu cevaplarsa, sorumu artık anlayamam.
Brezilya kahve talebimizin çoğunu yerine getirir.
Sizi aradığım zaman kimse telefonu açmadı.
"Ne! Sen hâlâ o adamla birlikte misin?" ve biz cevaplarız: "Ne yapabilirim! Onu seviyorum!"