Translation of "Poussait" in Turkish

0.002 sec.

Examples of using "Poussait" in a sentence and their turkish translations:

Un cerisier poussait dans le jardin.

Bahçede yetişen bir kiraz vardı.

Tom poussait le caddie pour sa mère.

Tom, annesi için alışveriş sepetini itti.

Tout le monde poussait, essayant de s'échapper.

Herkes itiyordu, kaçmaya çalışıyordu.

- Le vent poussait le sable.
- Le vent balayait le sable.

Rüzgar kumu sürükledi.

Il ne poussait rien là d'autre que de la lavande sauvage.

Orada vahşi lavantanın dışında hiçbir şey yetişmiyordu.

Sans vacher, les vaches vagabondaient dans un champ où poussait du blé.

İnekler bir sığır çobanı olmadan buğdayın büyüdüğü bir tarlada dolaşıyorlardı.

Même si cela nous poussait au-delà de la zone de confort de notre amitié.

tartışma için yasaklı bir konu olmamasına karar verdik.

Quand je lui ai demandé ce qui le poussait à cette vie à 100 km à l'heure,

Böyle hareketli bir hayat yaşamak için seni etkileyen nedir diye sorduğumda