Examples of using "Pleines" in a sentence and their turkish translations:
Üzgünüm şu anda ellerim dolu.
Yenebilirler, protein kaynağı olur.
Cezaevleri delilerle dolu.
Besleyici yumurtalarla dolu dişileri koklayarak bulur.
Tom sık sık nükte yapar.
Tokyo sokakları Cumartesi günleri doludur.
daha da ilginç olanı hemen yanındaki camiler dolmazken
Onların hepsi dolu olamaz.
Mary'nin dolapları yıllarca giymediği giysilerle dolu.
Sen çok beceriklisin.