Examples of using "Physique" in a sentence and their turkish translations:
fiziksel mekânda yaşanıyor.
O, fizikten anlar.
Takma kafana fiziği, astrofiziği.
Sen iyi fiziksel durumda olmalısın.
fizik kanunlarının aksine
Bunun oldukça iyi, makul bir açıklaması var:
Jim bedensel çalışmadan korkuyordu.
Fizik benim en sevdiğim konudur.
O, mükemmel fiziksel durumda.
O fiziksel olarak mükemmel durumda.
O iyi fiziksel durumda.
Fiziksel durumu iyidir.
Fizik beni hiç ilgilendirmiyor.
Fizik ödevlerinde ara vermeniz gerekir,
ve hâlâ fiziksel dünyada yaşıyoruz.
Bir çok fizik kuramcısına göre
Fizik öğrenmek kolay değildir.
Fizikle hiç ilgilenmiyorum.
Onun biraz fizik bilgisi var.
Fizikle hiç ilgilenmiyorum.
Ruh sağlıklarını, fiziksel sağlıklarını geliştiriyorlar,
Fiziksel açıdan zorlayıcı olacağı şimdiden belli.
ve optik fiziğin sınırlarında.
Matematiki fizikten daha zordur.
Fizik benim zayıf dersim.
çünkü konu tamamen fizik kurallarından ibaret.
Fiziğe dair bakışımızın biraz değişmesi gerek.
çünkü fizik modellerden oluşur
günlük yaşantınızdaki neredeyse her fiziğe erişmenizi sağlar.
Fizik temel doğa bilimidir.
- Matematik, fiziğin mantığı gibidir.
- Matematik fiziğin mantığı gibidir.
Beden eğitimi gerekli bir ders mi?
- Beden dersinde sakatlandım.
- Beden eğitimi dersinde sakatlandım.
Ben fiziği seviyorum ve matematiği daha da çok seviyorum.
Fiziksel olarak bir sorunu yok.
Ben fizikle zerre kadar ilgilenmiyorum.
Biraz farklı bir fizikle mümkün olabilirdi
beynin fiziksel yapısındaki değişiklikler gibi
Sadece fiziksel dünyayı değil,
benim fizik ödevimden daha farklı olmadığı ortaya çıktı.
Bir gün, Cambridge'de ikinci sınıftayken
Yani burada olan şey kesinlikle fizik--
birçok şey var -- bu kesinlikle fizik.
Ayrıca hepsi, mutfakta yumurta, çay bardakları,
bu konuyu araştırmak için ta fizana kadar gitmeye gerek yok
yepyeni bir fizik anlayışının ve evrendeki yerimizi algılamanın
Ölçülü egzersiz sağlığınız için iyidir.
Burada, beynin fiziksel yapısı değişiyor.
Ayrıca araştırma fiziğinde bir hudut bölgesi var
Her zamanki gibi, fizik öğretmeni, sınıfa geç kalmıştı.
Tüm yaşamını fizik çalışmalarına adadı.
Derslere gitmezsem fizik öğretmenim umursamaz.
Onun hafıza kaybı fiziksel bir sorundan ziyade psikolojik bir sorun.
Matematik, fizik ve biyoloji dersleri veriyor.
Plazma fiziğine odaklı atom mühendisi olmak istedim.
ve aslında, ikisinin de fiziksel bir ögesi vardır, yani ses
70'li yıllarda Fizik alanında Nobel Ödülü aldı
Fakat yine de bu fiziğe ilişkin kültürel algımızda yer almamakta
O fizik öğretmeni ama matematik de öğretebilir.
Mary ve kocası 1903 yılında Nobel Fizik Ödülü'nü aldılar.
İyi sağlık egzersiz ve ılımlılıktan ayrılamaz.
Atom bombası, 20. yüzyılın fizik ürünüdür.
Fizik ve matematiği seviyorum, biyoloji ve coğrafyayı sevmem.
Herkesin aynı fiziğe erişimi var, fiyakalı bir laboratuvara ihtiyacınız yok.
ya da gidip lise 1 fizik okusun öğrenir demiş Poyraz Ölmez
Bir atlet formda olmalıdır.
Tıp öğrenimi yapması için onun doktor babasının teşvikini reddettikten sonra Hawking onun yerine Matematik ve fizik üzerinde konsantre olmayı seçti.
Emmet'in fizikteki teorisinin etkisi çokça tartışılmış, ancak bu yazıda benim kaygım bu değil.
Hawking, 1962 yılında üniversiteden mezun olduğunda, fizikte doktora yapmaya başladı.