Examples of using "Onze" in a sentence and their turkish translations:
11 Eylülde neredeydin?
Saat şimdiden on birdir.
On bir asal sayıdır.
Toplam olarak on bir kişiyiz.
Bu evin on bir odası vardır.
Onlar saat on birde trenle geliyor olacaklar.
ve eğer resimli bir kart seçtiyseniz 11 ekleyin.
Saat 11'e 10 dakika var.
Bugün on bir Ekim.
11 Eylülde neredeydin?
- O, on bir on beşte oldu.
- O, on biri çeyrek geçe oldu.
Bir takım on bir kişiden oluşur.
Saat neredeyse yedi buçuktur.
Ben 11 yaşında bir kızım.
Saat 11'de spora gidiyorum.
Saat zaten on bir. Şimdi gidiyor olmalıyım.
Genellikle on birde yatmaya giderdi.
Saat on bir ve o gelmiyor.
O, saat on birde bütün ışıkları kapattı.
Emevi orduları 711'de İspanya'yı istila etti.
Aç olduğum için on bir sularında öğle yemeğimi yedim.
O, on bir on beşte oldu.
Bir futbol takımı on bir kişiden oluşur.
O, on bir yaşında iken annesi öldü.
Ben genellikle yaklaşık on birde yatmaya gitmek zorundayım.
- Saat zaten on bir.
- Saat şimdiden on birdir.
Ben zar zor on bire kadar mektubu bitirebildim.
fakat güzel, solunabilir hava sadece 8-11 kilometre kalınlığında,
Odalar, ayrılış gününde saat on bire kadar boş bırakılmalıydı.
"Onların ne zaman geleceklerini biliyor musun?" "Bu akşam on bir buçukta."
Şeyh Zayed, altı emirliğin de yer aldığı Birleşik Arap Emirlikleri'nin kurulduğunu
On, on bir, on iki, on üç, on dört, on beş, on altı, on yedi, on sekiz, on dokuz, yirmi.
Zaten saat 11.
O, on bir sene hapis yattıktan sonra şartlı tahliye edilmişti.
durduralım, Libya ezici bir kaos durumuna girdi. Bir
izliyor. Yüzde yetmiş beş , ardından İran ve Kanada yüzde yetmiş bir
Saat 11'den sonra misafirler ikişer ve üçer ayrılmaya başladı.
Bir futbol takımı on bir oyuncudan oluşur.
11:45 trenine yetişmek istiyorum.
Bir adamın 11 tane koyunu varsa ve onların 9'u öldüyse geriye kaç tane koyunu kalmış olur?