Examples of using "Pièces" in a sentence and their turkish translations:
çatır çatır paraları saysak diyen?
mikroskobik metal parçaları
Gümüş paralar...
Böylece bu sahte, kusurlu araba parçalarını satın alarak
Bu paralar orada bir kalsın
O biraz para çıkardı.
Bu yapboz beş yüz parçadır.
O, müzeye sayısız parça bağışında bulundu.
O, müzeye sayısız parça bağışladı.
oyunlara çalışır ezberlerdi, Measure for Measure,
bu ortamı terk ettiğimde ise
Baksanıza, resmen paramparça olmuş.
Birkaç gümüş param var.
Bu evin altı odası var.
Ben sadece birkaç bozuk para çaldım.
Bu evin on bir odası vardır.
Sikkeler metalden yapılır.
Tom eski paraları toplar.
bir çok odadan oluşuyor tabi
- O, bu eski paraları bana verdi.
- Bana bu eskimiş madeni paraları verdi.
O eski madeni para toplamayı sever.
Göğüs altın paralar içeriyordu.
Birçok oda var.
Sadece Amerikan paralarım var.
Tom cebinden biraz bozuk para çıkardı.
Tom paraları kutunun içine koydu.
O dört odalı bir daire kiraladı.
Bu kutuda bir sürü madeni param var.
Bu fabrika, otomobil parçaları üretmektedir.
- Yedek parçaları birer birer inceledi.
- Yedek parçaları peş peşe inceledi.
Tom bana altın paraları nereye sakladığını söyledi.
Sanki yedek parçalardan oluşturulmuş gibidir.
Ama bize gümüş paralar verdiler.
Yedek parçaları birer birer inceledi.
Sık sık oyunları izlemeye gider misin?
Evimizde kullanmadığımız iki oda var.
Japon satrancında kaç tane farklı parça var?
Odalar terk edilmiş.
- Acele etme.
- Yavaş.
Molière'in oyunları ilginç ve eğlencelidir.
Bu eski madeni paraları ondan aldım.
Girdiğim her uyuşmazlık ortamında oradaki elektriğin olağanüstü güzelliğini yaşarken
odaları ve işyerlerini sterilize etmede
- Tom altı odalı bir ev satın aldı.
- Tom, altı odaya sahip bir ev satın aldı.
Onun hobisi eski paraları toplamaktı.
Bu otomat sadece yüz yen'lik madeni paraları alıyor.
Hobim eski para toplamaktır.
- On dimen bir dolara eşittir.
- Yüz sent bir dolara eşittir.
Evinizde kaç oda var?
Yemek odası dahil, bizim evin yedi odası vardır.
Hobim madeni paralar toplamaktır.
Tom birkaç bozuk para çıkardı ve birini Mary'ye uzattı.
Lütfen e-posta ekleri göndermeyin.
Yaşlı bayan tek başına üç odalı bir dairede yaşadı.
Bir bulmacayı birleştirmeye çalışarak zaman harcamayı seviyorum.
Onun hobisi eski para toplamaktı.
Çıkarılan parçalar Afyon'da bir antikacıya satıldı
Paraların değeri kullanılan metalin ağırlığına bağlıydı.
Tom, Mary'ye altın paraları nereye sakladığını söyledi.
Şu anda cebimde sadece Amerikan paraları var.
Bu araba için yedek parça alamam.
Evinin ikinci katında kaç oda vardır?
Comédie Française, Molière'in oyunlarını gösteren tiyatrodur.
Bir çift rastlantı sonucu Kaliforniya'da 1400 tane altın sikke buldu.
Her şey düzgünce giderse günde iki ya da üç parça yapabilirim.
Acelem yok.
Uzay aracının ağır, çok parçalı ambarının tasarımı kaçmayı imkansız hale getirdi.
Bir arabanın ön camı parçalara ayrıldı.
- O beni öldüresiye dövdü.
- O benim ağzımı burnumu kırdı.
O, onu öldüresiye dövdü.