Examples of using "L'extérieur" in a sentence and their turkish translations:
Dışarıda öğle yemeği yiyelim.
Açık havada egzersiz yapın.
Dışarıda kal.
Dışarıdan yapabilirsin.
Ben ön tarafta bekliyor olacağım.
Dışarıyı kontrol ettim.
Dışlarında olduğu kadar içlerinde de.
O şimdi dışarda.
Dışarıda bekleyeceğim.
Dışarı gel.
Dışarıdaydım.
Hemen dışardayım.
Kalenin dış tarafı beyaza boyandı.
Dışarıdan bir resim çekmenin bir sakıncası yok.
Bugün dışarıda uyumalıyız.
Hemen dışarıda olacağım.
Dışarıda bir şey duydum.
Bugün çıkacağım.
Çocuklar dışarıda oynamayı severler.
Çocuklar dışarıda oynamalılar.
- Bir koruma dışarıda.
- Bir bekçi dışarıda.
- Dışarıda bir gardiyan var.
Arabam dışarıda parkedilmiş.
Kapılar dışarıdan kilitlendi.
Lütfen evin dışında bekle.
Kapı dışarıdan kilitliydi.
Onlar şehir dışında yaşıyorlar.
Baba, dışarı gidip oynayabilir miyim?
Benim ülke dışında bir hesabım var.
Ben seninle dışarıda buluşacağım.
Kendimi evimin dışına kilitledim.
Dışarıdan bakınca nefes alma sırasında şişen,
bazen yukarı ve dışarı bakarız,
Masayı dışarıya çıkar lütfen.
Onun penceresinin dışındaki gürültü onun uyumasını engelledi.
Canım bu gece dışarıda yemek istiyor.
O bir barın dışında bir kıza arzu dolu baktı.
Dışarıda birsürü insan var.
- Cumartesi geceleri sık sık dışarıda yemek yiyor.
- Cumartesi akşamları genelde dışarıda yer.
Lütfen evin dışında bekleyin.
zihnin dışında arayamayız.''
Dışarısı sıcak olduğunda yemek pişirmeyi sevmiyorum.
Binanın içi ve dışı çürümüş.
Anahtarı unutup kapıda kaldım.
Beşten biraz önce dışarı çıktı.
Anahtarı içeride bırakıp kapıyı örttüm.
Ben genellikle dışarıda yemek yerim.
Haftada kaç kez dışarıda yersiniz?
Ben genellikle dışarıda yerim.
Tom açık havayı çok seviyor.
- Çık dışarı.
- Dışarı çıkın.
Genel müdür ofisin dışındaki protestocuları görmezden geldi.
Neden birkaç dakika içinde benimle ön tarafta buluşmuyorsun?
tutuksuz bir şekilde davası için savaşabiliyor.
bu oort bulutunun dışından geçen bir tane yıldız
Dışarıda hava kararıyor.
Biraz taze hava için dışarı çıkmak istiyorum.
Onlar dışarıda.
Dışarıda park edilmiş bazı polis arabaları var.
Bu kutunun dışı yeşildir ama içi kırmızıdır.
Bir grup insan dışarıda bekleyip duruyordu.
Duvar dış tarafta beyaz ve içeride yeşil.
Bu fotoğraf, kapalı alan çiftliğine dönüştürdüğümüz
Dışarıda hava yavaş yavaş kararıyor.
yoksa dışarıya mı dalmış? aynı sınıf ortamı gibi
Evimin dışarıda gizli bir yedek anahtarı var.
Ben dışarı gidemedim.
Onu dışarıdan yapabilirsin.
Köpek kulübesi dışarıda.
Bir yabancının dışarıda yürüdüğünü gördük.
Bu müzenin içinde değil, dışında fotoğraf çekebilirsin.
Dışarıya koştum.
Herkes dışarıya koştu.
Karım dışarıda yemeyi sever ve bu yüzden yemek pişirmek zorunda değildir.
Bu gece dışarıda yemek ister misin?
Seni dışarıda gördüm.
Yağmur dışarıda tenis oynayabilmemizi durdurdu.
Kurumsallıktan uzak,sadece kendi yasaları olan,dışarıya kapalı bir şirket.
Canım bu gece dışarıda yemek istiyor.
Sanırım hepimiz dışarı çıkmalıyız.
1811'de, Mareşal Masséna'nın ordusu Lizbon'un dışında durdurulduğunda, Napolyon Soult'a
Ben çalışmak için dışarı gitmene itiraz etmiyorum fakat çocuklara kim bakacak.
Çocuklar oynamak için dışarı çıktılar.
Dışarıda daha fazla zaman ve içeride daha az zaman harcamalısın.
Ben şehir dışındanım.
Bu bina dışarıdan dikkat çekici değildir ama içine bakarsanız çok güzel bahçeli bir iç avlu vardır.
Terör örgütü, elçilik dışındaki bomba patlamasından sorumluydu.
- Çık dışarı!
- Defol!
- Yürü git!
Birçok insan çocukların dışarıda oynayacak yeterli zamanı harcamadıklarını düşünüyorlar.