Examples of using "Horrible" in a sentence and their turkish translations:
O berbat, sadece berbat.
Bu dehşet.
Korkunçtu.
O gerçekten korkunç.
- Ne berbat bir anne!
- Ne korkunç bir anne!
Tom korkunçtur.
Ben korkuncum.
Çok korkunç bir şey.
Sen berbat bir dansçısın.
O korkunçtur.
Bu korkunç.
Bu korkunç.
O berbat görünüyor.
Korkunç bir sahneydi.
- Ne iğrenç!
- Ne kötü!
- Ne korkunç!
Konser korkunçtu.
Yiyecek korkunç.
Korkunç değil mi?
Hava korkunç.
Bu çirkin bir kravattır.
O korkunçtu.
Bu opera çok kötü.
Berbat görünüyor olmalıyım.
- Ben korkunç bir çocukluk geçirdim.
- Ben berbat bir çocukluk geçirdim.
Berbat bir hata yaptım.
Korkunç bir rüya gördüm.
Korkunç bir karar verdim.
Tom harika görünüyor.
Ben çok kötü üşüttüm.
Haber inanılmaz korkunçtu.
- Kanada mutfağı korkunçtur.
- Kanada mutfağı berbattır.
Bu korkunç ses ne?
- Savaş korkunç bir şeydir.
- Savaş çok kötü bir şeydir.
Olan şey korkunçtu.
Tecavüz korkunç bir suçtur.
O korkunç.
Korkunçtu.
Seni bu korkunç durumdan çıkaracağım.
bu fantastik de olabilir korkunç da.
İşte çok berbat bir gün geçirdim.
ve Napolyon'a yazarak, "Efendim, bu korkunç bir savaş."
Ses oyunculuğu korkunçtur.
Pazar gününden nefret ediyorum! Çok kötü bir gün!
Dün gece berbat bir rüya gördüm.
Sen korkunç bir insansın.
Salmonella kapma ihtimaliniz var ve bu berbat bir şey!
Keşke bu korkunç yerden gidebilsem.
Tom korkunç.
O, o kadar korkunç ki onu düşünmek istemiyorum.
ağzındaki berbat tat, yanık kokusu, çürümüş balık
Onun bu kadar çirkin bir şey yapabileceğini düşünmemiştim.
Berbat bir gündü.
Çocuklarla aram berbattır.
Bu berbat.
Sen berbat bir sürücüsün.
O korkunç, hayatı değiştiren ve hayatı yok eden olay gördü
O restoranda yemeni önermem. Yemek korkunç.
Almancam şimdiye kadar korkunçtu ama iyi Almanca öğrenmeyi deneyeceğim.
Bugün hava berbattır.