Examples of using "Terrible" in a sentence and their turkish translations:
O korkunçtur.
O korkunç görünüyor.
Hikaye korkunç.
Ne korkunç bir hata!
Ne berbat bir gün!
Çok kötü bir deneyim!
Onu kötü bir kader bekliyordu.
Bu berbat bir iklim.
O korkunçtur.
Bu korkunç.
O korkunç.
Bu korkunç bir fikir.
O kadar korkunç mu?
Fransızcam berbat.
Bu korkunç bir şey.
Berbat bir filmdi.
Bu adam çok korkunç.
Bu korkunç bir haksızlık.
O berbat bir soğuk aldı.
- Kötü bir baş ağrım var.
- Korkunç bir baş ağrım var.
Korkunç bir hata yaptın.
Bu berbat.
karşımıza korkunç bir sonuç ortaya çıkıyor
Benim kötü bir mide ağrım vardı.
Berbat bir deneyim yaşadım.
O gerçekten çok kötü mü?
Isı bugün korkunç.
Bugün korkunç bir gündü.
Tom'un çok kötü bir sırrı var.
O korkunç bir gündü.
kafamı düşünülemez haberler ile dolduruyorum,
Bu onun için dehşet verici bir travmaymış.
Ona son derece korkunç bir şey oldu.
Yarım baş ağrım var.
Ne korkunç bir adam!
Yılanlardan ölesiye korkarım.
O korkunç.
- Tom kötü bir çocukluğu vardı.
- Tom kötü bir çocukluk geçirdi.
Berbat bir baş ağrısı çekiyorum.
Burası korkunç değil mi?
Korkunçtu.
Müthiş görünüyorsun.
Korkunç bir şey olmak üzere.
Bugün kötü bir baş ağrım var.
Bana çok kötü gelmiyor.
Tom bunun berbat bir fikir olduğunu düşündü.
Başıma korkunç bir trajedi geldi.
Dün akşam korkunç bir kabus gördüm.
Korkunç bir hata vardı.
Atom bombası korkunç bir silahtır.
Ken korkunç bir soğuk algınlığı olmuş gibi görünüyor.
Tom'un kötü bir başağrısı var.
Bence bu korkunç bir fikir.
Bu şekilde emeğinizin karşılığını fazlasıyla almayacaksınız.
tüm bu politikaların ciddi hatalar olduğunu söyler
Dün gece gerçekten kötü bir kabus gördüm.
Dün gece korkunç bir rüya gördüm.
Hiçbir şey bir deprem kadar korkunç değildir.
O korkunç bir gündü.
Suikast, trajik ve korkunç olarak belirtildi.
Çok kötü bir soğuk algınlığından bir haftadır hasta yatıyordum.
Ne kadar korkunç! Onlar ölümüne adam taşladılar.
Bu çocuğun davranışı sadece korkunç.
Tom korkunç.
Kötü bir fırtına nedeniyle dışarı çıkamadı.
Yoğun kar treni birkaç saat geciktirdi.
O, kötü bir baş ağrısı yaşadığını söyledi.
Gezi, korkunç bir fırtına nedeniyle iptal edildi.
" Natto " berbat kokuyor, ama lezzetli.
veya yaptığım korkunç bir şeyin kanıtı olduğuna eminler.
ve dünyanın her yerindeki bu hastalıktan etkilenen insanlardan.
Berbat bir gündü.
Sanırım Tom'a çok kötü bir şey oldu.
Şimdi her takım, diğer takımın berbat olduğunu düşündüğü bir fikre sahip
Gerçekten harika.
Onun tadı berbat.
Bu yer harika değil mi?
Korkunç bir diş ağrım var.
Çocuklarla aram berbattır.
Bu korkunç soğukla, plaja gidemeyeceğim.
Dan karısı Linda'nın ölümüyle korkunç bir kayıp yaşadı.
Bunun korkunç bir yasa olduğunu düşünüyorum.
Ama berbat bir şiirsel züppe olan Harald bunu biraz düşünüyor ve “Hayır,
Bu inanılmaz zorluğu aşmıştı. Ve ben de hayatımda yaşadığım zorlukları aştığımı hissettim.
Bir Belçika mezarlığındaki korkunç helikopter kazası, kurtarıcılar şimdiden 500'den fazla ceset çıkardılar.
Kötü bir baş ağrım var.
düştü. Ünlü Viking'e korkunç bir ölüm vermeye karar veren Hıristiyan kralı Ella tarafından esir alındı
Korkunç mali bolluk ve durmayan geliştirme projeleri. Birkaç kısa yıl
Hiçbir şey deprem kadar korkunç değildir.