Examples of using "Dispute" in a sentence and their turkish translations:
Onlar gergin bir tartışma yaptılar.
- Bu meyve vermeyen argümanı durduralım.
- Bu sonuçsuz argümanı bırakalım.
Tartışmıyorum.
Ben münakaşaya karıştım.
Çok büyük bir dövüş yaptık.
Ben küçük bir tartışmaya karıştım.
Onunla tartışmayın.
Tartışmada ben onun yanında yer aldım.
O sık sık eşi ile tartışır.
Karımla sürekli tartışırım.
Tom sık sık karısı ile tartışır.
Sürekli kavga çıkarmaya çalışırdı.
İnsanlar çoğunlukla argument ve debate arasındaki farkı karıştırırlar.
Tom ve onun sincabı büyük bir kavga ettiler.
Bill diğer insanlarla asla tartışmaz.
Bitişikte oturan çift tekrar tartışıyor.
Kavgaya son vermeye çalıştım.
Bu tartışmayı keselim.
Parayla ilgili onunla tartıştım.
Onlar tartıştılar.
Onlar tartıştıktan sonra bir hafta birbirleriyle konuşmadılar.
Mutfak tartışmalar için uygun bir yer değil. Çok fazla bıçaklar.
Yerel çocuklar komşu bir kasabadan gelen rakip bir grupla kavga ettiler.
Bu ilginç bir argümandır.
Onların evini ziyaret ettiğimde çift, bir tartışmanın tam ortasındaydı.
O, onların kavgasına bir son vermeye çalıştı.
O her zaman patronuyla anlaşmazlık içinde.
Dövüşü başlatan ben değildim.