Examples of using "Destinée" in a sentence and their turkish translations:
Bu benim kaderimdi.
- O merminin hedefi bendim.
- O kurşun bana sıkılmıştı.
Bu benim kaderim.
Bu senin kaderin.
Bu TV programı çocuklara yöneliktir.
Bu senin kaderin.
Sen kaderini kontrol ediyorsun.
Kaderimiz mühürlendi.
- Mektup bana yazılmıştı.
- Mektup bana gönderilmişti.
Roma'nın kaderi dünyayı fethetmekti.
Bu benim kaderim.
Doktorlardan değil, onlar için
çalışanlarınız için şaşırtıcı bir çok öğüdün listesine ulaşırsınız.
Bütün o tatlı sözcükler yalnızca onun yatmasını amaçlayan bir hileydi.
Kendi kaderini kendin seçmelisin.
Kaderi idare etmek isteyen asla barış bulamaz.
Kendi kaderini belirlemelisin.
İkinci dosya Paris Parlamentosu'ndan yazılan, Kral'a gönderilen bir mektuptur.
Acı çekmek insanın kaderidir.
Herkes kendi kaderinin efendisi olmalı.