Examples of using "Dénué" in a sentence and their turkish translations:
Umutsuz değil.
Yaratıcı olmadığımı sanmıyorum.
Ben hayal gücünden yoksunum.
Zayıf bir hayal gücüm var.
O, işinin anlamsız olduğunu düşünüyor.
Sanırım işim anlamsız.
Onun hataları yok.
O, olağandışı olarak tutkun olmayan bir kişi olarak tanımlandı.
Çok pişmiş balık kuru ve tatsız olabilir.
Özel bir yeteneğim yok.
Balık fazla pişirilirse kuru ve tatsız olabilir.
Utanman yok.
Evim yok.
Benim hatalarım yok.