Examples of using "D'apporter" in a sentence and their turkish translations:
Haritayı getirmeyi unuttum.
Yanına bir şemsiye almayı unutma.
Kimliğimi getirmeyi unuttum.
O, barış getirmek için çalıştı.
Öğrenci kimliğini getirmeyi unutma.
Hediye götürmeye gerek yok.
Tom bir el feneri getirmeyi unuttu.
Tom bugün öğle yemeğini getirmeyi unuttu.
Tom kendi sofra takımımı getirmemi istedi.
Bunlar, bizim orada yaptıklarımızın başarısız olmasından, onları mutlu
Tırnak makası getirmek iyi bir fikirdir.
Saladin buzlu suyun getirilmesini emreder ve krala sundu.
Sizce ilaçları teslim etmemizin daha hızlı bir yolu olduğunu mu düşünüyorsunuz?
Hepimiz acıkacağız, bu yüzden herkese yetecek yiyecek getirildiğinden emin ol.
Neden yardım etmeyi kabul ettin?
Kendi öğle yemeğini okula getirebilirsin.