Translation of "Cria" in Turkish

0.003 sec.

Examples of using "Cria" in a sentence and their turkish translations:

cria le Géant.

dedi dev

« Noon ! » cria Tom.

Tom "hayıır!" diye bağırdı.

Il cria « Dehors ! »

"Dışarı!" diye haykırdı.

Elle cria de terreur.

- O, dehşetten dolayı çığlık attı.
- O, dehşetle haykırdı.

Il cria à l'aide.

Yardım için bağırdı.

«Reviens !» cria-t-il.

"Geri dön!" diye bağırdı.

Tom cria à l'aide.

Tom yardım için bağırdı.

Ken cria à l'aide.

Ken yardım için bağırdı.

« Au feu ! », Cria-t-il.

"Yangın" diye bağırdı.

Il nous cria de venir.

Gelmemiz için bize bağırdı.

- Elle a crié.
- Elle cria.

O çığlık attı.

L'homme blessé cria à l'aide.

Yaralı adam yardım için bağırdı.

- Tom cria.
- Tom hurlait.
- Tom hurla.

Tom çığlık attı.

Tom cria à Mary de l'aide.

Tom yardım için Mary'ye bağırdı.

Il cria à l'aide à haute voix.

Yardım için yüksek sesle bağırdı.

- Quelqu'un a crié.
- Quelqu'un cria.
- Quelqu'un criait.

Biri feryat etti.

- Tom a crié aussi fort que possible.
- Tom cria à plein poumons.
- Tom cria de tout son corps.

Tom sesi çıktığı kadar çığlık attı.

Il cria les mots pour effrayer le voleur.

Hırsızı korkutmak için bazı sözler bağırdı.

Tom cria et courut hors de la pièce.

Tom çığlık attı ve odadan dışarı koştu.

- Elle cria à l'aide.
- Elle hurla à l'aide.

O yardım için çığlık attı.

- Il a crié à l'aide.
- Il cria à l'aide.

O, yardım için çığlık attı.

Lorsqu'il se brisa la jambe, il cria de douleur.

O bacağını kırdığında acıdan bağırıyordu.

- Tout le monde cria.
- Tout le monde a crié.

Herkes çığlık attı.

- Tom a crié.
- Tom cria.
- Tom hurlait.
- Tom hurla.

Tom bağırdı.

« Où diable étais-tu ? » cria la mère de Tom.

"Hangi cehennemdeydin?" diye bağırdı Tom'un annesi.

Au secours ! au secours ! cria Pierrette, on me tue !

Pierrette "İmdat, imdat!" diye bağırdı "Ben katlediliyorum!"

Un homme cria quelque chose en faisant signe de la main.

- Bir adam elini sallayarak bir şeyler bağırdı.
- Bir adam elini sallayarak, bağırarak bir şey söyledi.

Le saisissant par les épaules, elle le secoua et cria : « Remets-toi ! »

Onu omuzlarından tutarak, onu salladı ve bağırdı, "Kendine hakim ol!"

- Tom a crié très fort.
- Tom a crié fort.
- Tom criait fort.
- Tom cria fort.

Tom yüksek sesle çığlık attı.

- Tom n'a pas crié.
- Tom ne cria pas.
- Tom n'a pas hurlé.
- Tom ne hurla pas.

Tom çığlık atmadı.

- Elle cria à l'aide mais personne ne vint.
- Elle a crié à l'aide mais personne n'est venu.

O yardım için bağırdı ama hiç kimse gelmedi.

— Pourquoi as-tu menti ? dit-il à voix basse. C’est ton amoureux. — Mais non, je te jure ! cria-t-elle.

"Neden yalan söyledin?" diye sordu sessizce. "O senin erkek arkadaşın." "O değil, söz veriyorum!" diye ağladı.