Translation of "L'aide" in Turkish

0.010 sec.

Examples of using "L'aide" in a sentence and their turkish translations:

- Demandez de l'aide.
- Demande de l'aide.

Yardım için ara.

- Veux-tu de l'aide ?
- Vous voulez de l'aide ?
- Tu veux de l'aide ?
- Voulez-vous de l'aide ?

Biraz yardım ister misin?

Il l'aide.

O ona yardımcı olur.

Je l'aide.

Ona yardım ederim.

Qui l'aide ?

Ona kim yardım eder?

- Voudriez-vous de l'aide ?
- Voudrais-tu de l'aide ?

Biraz yardım ister misin?

- Il demanda de l'aide.
- Il requis de l'aide.

O, yardım istedi.

- Elle cria à l'aide.
- Elle hurla à l'aide.

O yardım için çığlık attı.

J'appelle à l'aide.

Yardım çağırıyorum.

J'appelle de l'aide.

Yardım için arıyorum.

Appelons de l'aide.

Yardım isteyelim.

J'obtiendrai de l'aide.

Yardım alacağım.

- Il a crié à l'aide.
- Il cria à l'aide.

O, yardım için çığlık attı.

- Elle a appelé à l'aide.
- Elle appela à l'aide.

O yardım için çağrıda bulundu.

- Ton frère demande de l'aide.
- Votre frère appelle à l'aide.

- Erkek kardeşin yardım istiyor.
- Kardeşin yardım istiyor.

Elle appelle à l'aide.

yardım çığlığı da atıyor.

Quelqu'un appelle à l'aide.

Biri yardım istiyor.

J'ai appelé à l'aide.

Ben yardım için çağrıda bulundum.

Allez chercher de l'aide.

Yardım getir.

Il cria à l'aide.

Yardım için bağırdı.

J'ai crié à l'aide.

- Ben yardım için bağırdım.
- Yardım çığlığı attım.

J'ai reçu de l'aide.

Biraz yardım aldım.

Je veux de l'aide.

Biraz yardım istiyorum.

Tom cria à l'aide.

Tom yardım için bağırdı.

À l'aide ! Sauve-moi !

Yardım edin! Beni kurtarın!

Demande-leur de l'aide.

Yardım etmelerini iste.

Ils envoient de l'aide.

Onlar yardım gönderiyorlar.

L'aide est en route.

Yardım yolda.

Pourquoi personne ne l'aide ?

Neden kimse ona yardım etmiyor?

Ken cria à l'aide.

Ken yardım için bağırdı.

Hé, merci pour l'aide !

Hey, yardım için teşekkürler.

- Elle l'aide.
- Elle l’aide.

O ona yardımcı olur.

- J'ai dû obtenir de l'aide.
- Il m'a fallu obtenir de l'aide.

Biraz yardım almak zorundaydım.

- Tom compte sur l'aide de Marie.
- Tom compte sur l'aide de Mary.

Tom, Mary'nin yardımına güveniyor.

- Veux-tu de l'aide pour ça ?
- Voulez-vous de l'aide pour ça ?

Onunla ilgili yardım ister misin?

- Tu veux de l’aide ?
- Vous voulez de l'aide ?
- Voulez-vous de l'aide ?

- Yardım ister misin?
- Yardım istiyor musun?

- Je suis parti quérir de l'aide.
- Je suis partie quérir de l'aide.

Yardım için gittim.

Vous pouvez recevoir de l'aide.

Çare orada, dışarıda.

Avec l'aide de mes collègues,

Meslektaşlarımın da yardımıyla,

On l'entendit appeler à l'aide.

Onun yardım için bağırdığı duyuldu.

Il a demandé de l'aide.

O, yardım için bağırdı.

Il a appelé à l'aide.

O, bağırarak yardım istedi.

La fille criait à l'aide.

Kız yardım için çığlık attı.

Il m'a demandé de l'aide.

O benden yardım istedi.

Elle a crié à l'aide.

O, yardım için bağırdı.

Elle m'a demandé de l'aide.

O benden yardım istedi.

Il vient pour qu'on l'aide.

Yardım edilmek için geliyor.

Je vais appeler de l'aide.

Yardım için arayacağım.

Pouvons-nous avoir de l'aide ?

Biraz yardım alabilir miyiz?

Nous devrions attendre de l'aide.

Yardım beklemeliyiz.

Au secours ! Police ! À l'aide !

Yardım et! Polis! Yardım et!

Tom veut que je l'aide.

Tom ona yardım etmemi istiyor.

L'homme blessé cria à l'aide.

Yaralı adam yardım için bağırdı.

Il nous faut de l'aide.

Biz yardım almak zorundayız.

Il faut que je l'aide.

Ona yardım etmeliyim.

- J'ai estimé nécessaire de demander de l'aide.
- J'ai estimé nécessaire de requérir de l'aide.
- J'ai estimé nécessaire de solliciter de l'aide.

Yardımını istemeyi gerekli buldum.

- S'il te plaît, envoie chercher de l'aide.
- S'il vous plaît, envoyez chercher de l'aide.

Lütfen yardım gönderin.

- Il me fallut de l'aide.
- J'ai eu besoin d'aide.
- Il m'a fallu de l'aide.

Yardıma ihtiyacım vardı.

Il faut trouver de l'aide immédiatement.

Hemen çıkıp yardım çağırmanız gerekir.

Elles recevaient de l'aide du gouvernement.

desteğine sahiptiler.

Il courait et appelait à l'aide.

Koşuyordu ve yardım istiyordu.

- À l'aide !
- Au secours !
- À l'aide !

- Yardım et!
- Yardım edin!

Nous survivrons avec l'aide de Dieu !

Biz Tanrı'nın yardımıyla hayatta kalacağız!

Elle lui a demandé de l'aide.

O, ondan yardım istedi.

Dan avait désespérément besoin qu'on l'aide.

Dan yardıma muhtaçtı.

Coupez-la à l'aide d'un couteau !

Onu bıçakla kes.

J'ai demandé de l'aide à Tom.

Tom'dan biraz yardım istedim.

Elle entendit quelqu'un appeler à l'aide.

O, yardım çağrısı yapan birini duydu.

J'ai besoin de l'aide de quelqu'un.

Birinden yardıma ihtiyacım var.

J'ai besoin de l'aide de Tom.

Tom'un yardımına ihtiyacım var.

C'est l'aide dont nous avons besoin.

Bize gerekli olan yardım bu.

Les colons acceptèrent l'aide des Indiens.

Yerleşimciler kızıl derililerin yardımını kabul etti.

Tom cria à Mary de l'aide.

Tom yardım için Mary'ye bağırdı.

- J'ai entendu une jeune fille appeler à l'aide.
- J'entendis une jeune fille appeler à l'aide.

Ben bir genç kızın yardım çağrısı yaptığını duydum.

- Prenez une photo à l'aide de votre téléphone !
- Prends une photo à l'aide de ton téléphone !

Telefonunla bir resim çek.

On trouvera d'autres façons d'appeler à l'aide.

Yardım çağırmak için başka yollar bulacağız

Donc, mes sœurs et moi, on l'aide.

Ben ve kız kardeşlerim ona yardım ediyoruz.

Sa langue l'aide à détecter les prédateurs.

Dili sayesinde civardaki avcıları tespit edebiliyor.

Il vaudrait mieux envoyer chercher de l'aide.

Yardım getirtsek iyi olur.

Il cria à l'aide à haute voix.

Yardım için yüksek sesle bağırdı.

S'il nous demande de l'aide, nous l'aiderons.

Bizden yardım isterse, ona yardım ederiz.

Nous avons parlé sans l'aide d'un interprète.

Bir çevirmenin yardımı olmadan konuştuk.

Vous pouvez toujours me demander de l'aide.

Yardım için her zaman bana sorabilirsiniz.

Elle se déplace à l'aide d'un déambulateur.

O bir yürüteç yardımıyla yürümektedir.

Je n'ai besoin de l'aide de personne.

Benim kimsenin yardımına ihtiyacım yok.

- Nous apporterons de l'aide.
- Nous allons aider.

Yardım edeceğiz.

Devrais-je demander de l'aide à Peter ?

Peter'dan yardım isteyeyim mi?

J'hésite à demander de l'aide à Tom.

Tom'un yardım etmesini istemeye çekiniyorum.

Tom est venu nous demander de l'aide.

Tom yardımımızı istemeye geldi.

J'ai demandé de l'aide à mon père.

Babamın yardımını istedim.

Il refusa catégoriquement ses appels à l'aide.

Onun yardım teklifini açıkça reddetti.

Je suis sorti pour chercher de l'aide.

Yardım almak için dışarıya çıktım.

Explique-le à l'aide de mots simples.

Bunu sade bir dille açıkla.