Examples of using "Géant" in a sentence and their turkish translations:
dedi dev
Dev bir kırkayak.
Ben bir devim!
Dev uyandı!
Dev gibi bir kuş ona doğru uçarak geldi.
Dev herkes tarafından sevilmiyordu.
ve hatta devin kendisi hakkında bile.
Gerçek şu ki ben bu devi uyandırmaya çalışıyorum
evet dünya dev bir mıknatıs
Nancy daha önce bir dev panda görmemişti.
Bir futbol devini yenmiştik.
dev çarpışma fikrini tamamen reddetmek isteyen bilim insanları vardı.
Dev çarpışma teorisinin başı hala dertteydi
o dev ülke Almanya'ya bir bakın
Dev tanker az önce rıhtımdan ayrıldı.
Dev bir tanker rıhtımdan ayrıldı.
Dün büyük bir labirente girdik.
Öyle devler falan yok, varsa bile Aşil topukları var.
Bencil devi, duvarı nasıl en sonunda yıktığını
Bu yüzden, dev çarpışma teorisini kurtarmaya çalışıyorduk.
Ya Microsoft ve Apple denen bir dev var
Fakat karşısında yine Microsoft denen dev duruyordu
Cüce bile olsaydım, aynı anda dev olurdum.
Bu ulusun ekonomisi son yıllarda çarçabuk büyüyor.
Yazar Oscar Wilde, "Bencil Dev" hikâyesini 1888'de yazdı.
Japonya'da, Ōmukade adındaki dev kırkayak efsanesine ilham kaynağı olmuştur.
Yatak odası duvarımda asılı dev bir timsah posteri var.
Doktora yapan iki öğrencinin kurduğu bu şirket artık bir dünya devi.
Dev bir sincap ağzını her seferinde düzinelerce küçük incir tohumuyla dolduruyor.
Bu işe girdiğinde ise Microsoft yine dünya deviydi
Bu, bir kişi için küçük bir adımdır ama insanlık için dev bir sıçramadır.
yardımsever de bir insandı. Biz bu durumu başka yeşilçam devinden öğrendik
Davout'un dev birliği, Napolyon'un işgalinin mızrak ucuydu.
Dev bir kalamarın ilk görüntüleri, Japonya kıyılarında 2012'de yakalandı.
Apollo programı tekrar yoluna girdi ve bir sonraki adımı gerçekten dev bir adım olacaktı.
- Onun büyük bir horozu var.
- Onun koca bir yarağı var.
Bir bakıma uzun boyunlu ve dişsiz çok büyük çenesi olan dev dinozorlar gibi şu görüntüler ortaya çıktı.